Genel

Boşanma Davalarında Yetkili Mahkeme

Boşanma Davalarında Yetkili Mahkeme Boşanma Davalarında Yetkili Mahkeme eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa 6 aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir. (TMK. md. 168) Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. (TMK. md. 19) 5490 sayılı Kanunun 7/g ve 50. maddesi gereğince kişilerin yerleşim yeri adreslerinin nüfus aile kütüklerine bildirilmesi ve buna uygun adres kayıt sistemi tutulması zorunluluğu vardır  

Sebepsiz Zenginleşme Faiz

Sebepsiz Zenginleşme Faiz YARGITAY KARARI : SEBEPSİZ ZENGİNLEŞME FAİZ YARGITAY 3. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/16953 KARAR: 2014/1581 ÖZET: Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazları yerinde değildir. 818 sayılı BK.nun 101/2.maddesi (6098 sayılı TBK.’nun 117.maddesi) gereğince, muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarı ile mütemerrit olur. Zenginleşen kimseden (iyiniyetli ya da kötüniyetli olsun) iade talep edilmeden önce temerrüde düşmüş sayılmasının yasal dayanağı bulunmamaktadır. Sebepsiz zenginleşmeden doğan bir alacağa faiz yürütülebilmesi için alacağın muaccel olması yeterli olmayıp, alacaklının usulüne uygun ihtarı ile borçlunun temerrüde düşürülmesi zorunludur.Davacı vekili takip talebinde, asıl alacak ile birlikte işlemiş…

Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Fesih

Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Fesih Gayrimenkul Satış Vaadi Ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi Fesih, Mülkiyetin kazanılmasına esas olacak bir hukuki sebebe dayanarak malikten mülkiyetin kendi adına tescilini istemek hususunda kişisel hakka sahip olan kimse, malikin kaçınması halinde hakimden, mülkiyetin hükmen geçirilmesini isteyebilir.Bir taşınmazın mülkiyetini işgal, miras, kamulaştırma, cebri icra veya mahkeme kararına dayanarak kazanan kişi tescili doğrudan doğruya yaptırabilir. Bir taşınmazın mülkiyetinde eşler arasındaki mal rejimi dolayısıyla meydana gelen değişiklikler, eşlerden birinin istemiyle tapu kütüğüne doğrudan tescil olunur. Taşınmaz satışının geçerli olabilmesi için, sözleşmenin resmi şekilde düzenlenmesi şarttır. Taşınmaz satışı vaadi, geri alım ve alım sözleşmeleri, resmi…

Duyuma Dayalı Tanık Beyanı

Duyuma Dayalı Tanık Beyanı Duyuma Dayalı Tanık Beyanı konuya ait yargıtay kararı bilgi amaçlı olarak verilmiştir. YARGITAY KARARI: DUYUMA DAYALI TANIK BEYANLARININ GEÇERLİLİĞİ YARGITAY 3. Hukuk Dairesi  ESAS: 2013/16952 KARAR: 2014/1575 ÖZET: Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş,…

Reşit Çocuğa Yardım Nafakası

Reşit Çocuğa Yardım Nafakası YARGITAY KARARI: REŞİT ÇOCUĞA YARDIM  NAFAKASI TALEBİ YARGITAY 3. Hukuk Dairesi ESAS: 2013/17433 KARAR: 2014/1538 ÖZET: Mahkemece; “yardım nafakasına hükmedilebilmesi için nafaka borçlusunun refah içinde bulunması gerektiği, dosya kapsamından davalının refah içinde yaşadığı hususu kanıtlamadığından” bahisle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. TMK’nun 364.maddesi; “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür. Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır. Eşi ile ana ve babanın bakım borçlarına ilişkin hükümler saklıdır.” hükmüne amirdir. Aynı yasanın 365.maddesinde ise; “Nafaka davası, mirasçılıktaki sıra göz önünde tutularak açılır. Dava, davacının geçinmesi için gerekli ve karşı tarafın mali gücüne…

Devamsızlık Nedeniyle İş Akdi Feshi

Devamsızlık Nedeniyle İş Akdi Feshi Devamsızlık Nedeniyle İş Akdi Feshi konusu, açıklamalı ve yargıtay kararları ile birlikte bilgi amaçlı olarak hazırlanmıştır. 1475 sayılı Yasada işçinin hatırlatıldığı halde görevlerini yapmaması haklı fesih nedeni olarak sayılmış ve işçinin bu anlık durumu yeterli görülmüşken, 4857 sayılı Yasa ile işçinin “görevi yapmamakta ısrar etmesi” kuralı getirilmiştir. Bu noktada işverenin hatırlatmasının ardından sadece bir kez görevi yapmama yeterli sayılmamalıdır. İşçinin görevi yapmama eylemi hatırlatmanın ardından devamlılık arz etmelidir. İşveren tarafından fesih öncesinde, işçinin yapmakla yükümlü olduğu görevleri hatırlatılmalıdır. Bu hatırlatmanın sözlü ya da yazılı biçimde yapılması mümkündür. Bu konuda ispat yükü de işverendedir. İşçinin görev tanımının, bireysel ya da toplu iş sözleşmesinde açıkça öngörülmüş olması işverenin…

Mobbing Psikiyatri Raporu

Mobbing Psikiyatri Raporu YARGITAY 22. Hukuk Dairesi ESAS: 2014/2157 KARAR: 2014/3434 AÇIKLAMA : Davalı bankanın B… şubesinde çalışan davacının, şubede bir başka firma tarafından uygulanan ve gizli kalması gereken 360 derece performans değerleme sistemi sonrasında şube müdürünün kötü muamelesine, aşağılayıcı, küçük düşürücü ve kişiliğine yönelik rencide edici davranışlarına maruz kaldığı, mesleki bilgisinin hedef alınarak bilgisizlik ve beceriksizlikle itham edildiği; şube müdürünün, gizli kalması gereken anket sonuçlarını öğrenerek kendisi hakkında iyi şeyler söylemediğini düşündüğü, davacıya sürekli ve sistematik şekilde kötü davrandığı, şube müdürünün anket sonrası yaptığı toplantıda anket sonuçlarıyla ilgili kanaatini ve memnuniyetsizliğini şube çalışanlarına söylediği, tehditkâr tavırla iki üç istifa dilekçesi beklediğini…

Trafik Kazası Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme

Trafik Kazası Tazminat Davasında Yetkili Mahkeme YARGITAY KARARI: TRAFİK KAZASI TAZMİNAT DAVASINDA YETKİLİ MAHKEME YARGITAY 17. Hukuk Dairesi ESAS: 2014/1172 KARAR: 2014/1719 AÇIKLAMA : 1086 sayılı HUMK’nın 9. maddesinin 2. fıkrası; “Davalı birden fazla ise, dava bunlardan birisinin ikametgahı mahkemesinde açılır. Şu kadar ki, kanunda dava sebebine göre, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme kabul edilmiş ise, davaya o mahkemede bakılır. Ancak davanın sırf davalılardan birini kendi mahkemesinden başka bir mahkemeye getirmek amacıyla açıldığı belirtiler veya başka delillerle anlaşılırsa mahkeme onun hakkındaki davayı ayırarak yetkisizlik kararı verir” hükmünü içermektedir (6100 sayılı HMK m. 6, 7). Yine aynı Yasa’nın 21. maddesinde ise…

Güvence Hesabı Yetkili Mahkeme

Güvence Hesabı Yetkili Mahkeme Güvence Hesabına; a) Sigortalının tespit edilememesi durumunda kişiye gelen bedensel zararlar için, b) Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için, c) Sigorta şirketinin malî bünye zaafiyeti nedeniyle sürekli olarak bütün branşlarda ruhsatlarının iptal edilmesi ya da iflası halinde ödemekle yükümlü olduğu maddî ve bedensel zararlar için, ç) Çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın karıştığı kazada, Karayolları Trafik Kanunu uyarınca işletenin sorumlu tutulmadığı hallerde, kişiye gelen bedensel zararlar için, d) Yeşil Kart Sigortası uygulamaları için faaliyet gösteren Türkiye Motorlu Taşıt Bürosunca yapılacak ödemeler için, başvurulabilir. Bakanlar Kurulu,…

Başkasının Karnesi İle Muayene Dolandırıcılık

Başkasının Karnesi İle Muayene Dolandırıcılık YARGITAY KARARI: BAŞKASININ KARNESİ İLE MUAYENE DOLANDIRICILIK SUÇU YARGITAY Ceza Genel Kurulu ESAS: 2013/450  KARAR: 2014/82 AÇIKLAMA : “Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır. Kullanılan hileli davranışlarla mağdur yanılgıya düşürülmeli ve bu yanıltma sonucu yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya bir başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır.Hilenin kandırıcı nitelikte olup olmadığı olaysal olarak değerlendirilmeli, olayın özelliği,…

AVUKATA SORU SORUN

Bize Ulaşın




    [recaptcha]

    BİZE ULAŞIN

    İletişim Bilgileri