İcra Hukuku

İcra Hukukunun Kapsamı Nedir?  İcra hukuku en basit ifadeyle; borcunu ödemeyen kişilerin, alacaklıların talebi üzerine, devlet eliyle borçlarını tahsil etmesini ön gören hukuk sistemidir. Ülkenin mevcut kanuni sistemi içinde borcunun tahsil edilmesini isteyen kişilerin, mahkemelere başvurarak borçluların; taşınır ve taşınmaz varlıklarına devlet eliyle el kondurması ve borcunu, haciz vb. yöntemlerle tahsil etmesidir.

İcra Hukuku ve İcra Davaları

İcra hukuku ülkemizde ilk kez; 9 Haziran 1932 yılında, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından kabul edilen ve 4 Eylül 1932 yılında yürürlüğe giren İcra ve İflas Kanunu ile düzenlenmiştir. Alacaklıların hangi yöntem ve prosedürleri izleyerek alacaklarını tahsil edeceğini detaylıca açıklayan ve iflas sürecinin nasıl işleyeceğini belirleyen maddelerin bulunduğu İcra ve İflas Kanunu, İcra hukukunun ülkemizde yasalar çerçevesinde uygulanmasını sağlamaktadır.

Türkiye’de 2 Temmuz 2012 yılında, 6352 sayılı kanunla birlikte, İcra ve İflas Kanunu birçok önemli değişikliğe uğramıştır. Borçlu ve alacaklı arasında hukuki yöntemlerle borcun tahsil edilmesini ön gören İcra hukuku oldukça ayrıntılı ve işlevsel bir şekilde oluşturulmuştur.

İcra hukuku kapsamında borcunu tahsil edemeyen kişiler için icra takip yolları sunulmuştur. Bu sayede alçaklarından dolayı mağduriyet yaşayan vatandaşların, bu mağduriyetleri icra hukuku ile çözüme kavuşturulabilmektedir. İcra ve İflas Müdürlüklerinden ve İcra Mahkemelerine yapılacak olan başvurular sonucunda, icra hukuku kapsamında kişilerin borçlarını tahsil etmeleri ön görülmüştür.

İcra Hukuku Kapsamında İcra Takip Yolları Nelerdir?

Borcunu ödemeyen borçlu kişilerin, alacaklı kişilerin, icra hukuku kapsamında borçlarını talep etmesi halinde, devlet eliyle borçluların mallarına el konulmaktadır. Bu durumun oluşması için kanunlarda belirtilen tüm koşulların oluşması ve gerekli başvuru yöntemlerinin uygulanmış olması gerekmektedir.

Borçlarını icra hukuku kapsamında devlet eliyle tahsil etmek isteyen kişilerin, icra hukukunda ön görüldüğü biçimde ilk olarak, İcra Müdürlüklerine taleplerini iletmeleri gerekmektedir. İcra takibi başlatmak için kişilerin kanunda belirtilen tüm aşamaları harfiyen uygulaması gerekmektedir.

İcra hukuku kapsamında ülkemizde üç farklı icra takip yolu ön görülmüştür. Borçlarını devlet eliyle borçludan tahsil etmek isteyen vatandaşlar için icra hukuku kapsamında; ilamsız icra, kambiyo senedine dayalı takip ve ilamlı icra yöntemlerinden yararlanmaları ön görülmüştür.

İcra hukuku 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu kapsamında ilamsız icra takibi: Borçlu kişi tarafından alacaklıya herhangi bir paranın ödenmemesi ya da teminatın verilmemesine dair tüm icralar, takip talepleriyle başlamaktadır. Haciz yolu ya da borçludan alınan rehinin paraya dönüştürülmesiyle ve iflas suretiyle devam eder. İlamsız icra takibi, herhangi bir mahkeme kararı olmadan başlatılan icra takipleridir. Alacaklının icra dairelerine başvurması üzerine başlatılan bu yasal takip işlemi, sadece para ve teminat alacakları için yapılabilmektedir. İlamsız icra takiplerinde, borçlulara ödeme emri gönderilir ve bu tarihten itibaren icra takibi başlatılmış olur. 7 gün içinde ilamsız icra takibine itiraz eden borçlunun bu talebi kabul edilir. Bu süreçten sonra alacaklının mahkemeye başvurması gerekmektedir.

İlamlı icra takibi: İcra hukukunun ön gördüğü biçimde alacaklı tarafın başvurusu üzerine mahkeme kararıyla borçluların icra takibine alınması olarak açıklanabilir. İlamsız icra takiplerinin konusu sadece para ve teminatlar olurken, ilamlı icra takiplerinin konusu para dışında kalan birçok alacağı da içermektedir. İlamlı icra takiplerinde mahkeme kararı şarttır. İcra ve İflas Kanunu’nun ilgili maddelerinde belirtilen yöntemler uygulandıktan sonra mahkeme kararıyla herhangi bir borcun veya alacağın ilamlı icra ile takibinin yapılması ön görülmüştür.

İcra hukukunda belirtilen bir diğer önemli takip yöntemi, kampiyo senedine bağlı takiptir. Kambiyo senedine bağlı icra takibi: İcra takibine konu olan kambiyo senedinin (çek, poliçe, bono vb.) icra dairelerine sunulması, takibin başlatılması için aranan ilk şarttır. İlgili icra memuru senedin süresinin dolduğuna ve borcun ödenmediğine karar vermesinin ardından borçluya ödeme emri gönderilir. Kambiyo senedine bağlı olarak icra takibinin yapılması için İcra ve İflas Kanunda yetkilendirilen kurum icra daireleridir. Alacaklıların ilk olarak buradan başvuruları yapmaları ve icra takibinde bulunmaları gerekmektedir.

İcra Hukukunda İtirazın İptali Davası Nasıl Açılır?

İcra hukuku kapsamında bir alacaklı tarafından borcunun tahsili için icra takibinin başlatılmasına, borçluların kanuni süreler ve yöntemler içinde itiraz etmeleri mümkündür. Özellikle ilamsız icra takiplerinde, tebliğin ulaştığı 7 gün içinde itiraz edilmesi halinde takip durdurulacaktır. Ancak, alacaklı kişi bu aşamadan sonra mahkeme yolunu tercih edebilir.

İtirazın iptali davası: İcra hukukunun en önemli unsurlarından biri olarak değerlendirilmektedir. Özellikle borçlunun itirazı üzerine durdurulan icra takibinin devam ettirilebilmesi için alacaklı itirazın iptali davası açabilir. İtiraz şekli ve nedeni tamamen alacaklının elinde bulunan belgelere ve İcra İflas Kanununda sayılan şartlara göre yapılmaktadır. İtirazın iptali davaları teorik olarak bir eda davası olacağı için normal bir hukuk davası gibi açılması ön görülmüştür. Bu doğrultuda icra mahkemesi yerine genel mahkemelerde açılmaktadır.

İtirazın iptali davalarının açılması için alacaklıların mutlaka kanunda belirtilen sürelere riayet etmesi ve yine kanunda belirtilen dava şartlarını taşıyor olması gerekmektedir.

Cebri İcra Şartları

Borçlunun borcunu vadesinde ödememesi veya ilamda yazılı yükümlülüğünü kendiliğinden yerine getirmemesi

Alacaklının usulüne uygun olarak icra dairesinden Takip Talebinde bulunması gerekmektedir.

Cebri icraya mümkün kılan belgeler ise; ilamlı icra da mahkeme ilamı ile ilam niteliğindeki belgelerdir. İlamsız icra da ise kanun hükmüne uygun olarak kesinleşen ve icrası mümkün hale gelen ödeme emridir.

İlamsız İcrada ödeme emrinin kesinleşmesi; ödeme emrine borçlunun süresinde itiraz etmemesi veya itirazın alacaklının müracaatı üzerine icra mahkemesi tarafından kaldırılması veya iptali ile gerçekleşir

Cebri icra iki çeşittir, birincisi Ferdi icra diğeri ise toplu icra olarak söyleyebiliriz.

Borçlunun, borçlarını zorla yerine getirmesini ve ödemesini sağlamakla görevli icra müdürlükleri icra dairesidir. İcra dairesi aynı zamanda bir iflas organıdır. Çünkü iflas yolu ile takip de alacaklının icra dairesine yapacağı bir iflas takip talebi ile başlar.

Bir icra işleminin yapılabilmesi için, bu işlemle ilgili giderlerin alacaklı tarafından peşin ödenmesi gerekir.

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri