İdare Hukuku

İdare Hukukunun Kapsamı ve Yetkili Yargı Erkleri – İdare hukuku, tüm dünya üzerinde en önemli hukuk dallarından biri olarak gösterilmektedir. Devlet ve kişiler arasında yaşanan sorunların çözümü için başvurulan idare hukuku, kamu ve bireye tanınan üstünlük ve ayrıcalıkların kanunlar çerçevesinde kamu yararına dengelenmesini ön görmektedir. İdarenin tüm faaliyetlerine ilişkin çeşitli kuralları ön gören idare hukuku, idarenin yürüttüğü faaliyetlere karşı yargı yolunun açık olmasını ifade etmektedir.

İdare Hukuku ve İdare Hukuku Davaları

İdare hukukunda, idare olarak tanımlanan kavram; devlet yapısı içinde belirli faaliyetleri, kamu yararına ve devlet adına yerine getirmesi için kurulmuş örgüt ve bu örgüt kapsamında faaliyet yürüten kişiler olarak tanımlanmıştır. İdare hukuku çoğunlukla devlet ve vatandaş arasında yaşanan tüm uyuşmazlıkların yargı yoluyla çözümlenmesini ön görmektedir.

İdare hukuku kapsamında yapılan tanımlamalara göre; idarenin yaratılmasındaki temel amaç kamu yararına yönelik faaliyetlerin yürütülmesidir. İdare hukuku da kamu yararına yapılacak olan idarenin tüm faaliyetlerini denetlemek ve faaliyetleri kurallar bütününe bağlamak için oluşturulmuştur. Bu sayede vatandaşların, devlet karşısında temel hak ve özgürlüklerinin korunması hedeflenmiştir. Demokratik toplumlarda idare hukukunun kapsamı oldukça geniştir.

  1. yüzyılın başlarında ortaya çıkmasından dolayı idare hukuku diğer hukuk dallarına göre oldukça genç bir hukuk dalıdır. Gelişen ve kapsamı genişleyen devlet sistemlerine bağlı olarak düzenlenen idare hukuku, ülkelerin en temel hukuk alanlarından biridir.

İdare Hukuku Kapsamında İdareye Hangi Davalar Açılabilir?

İdarenin gerçekleştirmiş olduğu hukuka aykırı tüm işlemler için idare hukukuna başvurulabilir. İdare hukukunun kapsamına giren ve hukuka aykırılık teşkil eden tüm idari faaliyetler için kanunlarda belirtilen mahkemelerden dava açılması mümkündür. Ülkemizde idare hukuku kapsamında tarafların açacağı idari dava türleri; iptal davası ve tam yargı davası olarak iki farklı başlıkta incelenmektedir.

Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare mahkemeleri ve vergi mahkemelerinin görev alanına giren ve idari faaliyetlerden dolayı kamu ve vatandaş arasında yaşanan uyuşmazlıkların çözümü için idare hukuku kapsamında ülkemizde açılacak davalar; 2577 kanun numarasına sahip İdari Yargılama Usulü Kanunu çerçevesinde düzenlenmiştir. Kanunda ayrıca iptal ve tam yargı davalarının amaç ve kapsamlarına ilişkin bilgilere de yer verilmiştir.

İdare hukuku kapsamında açılacak olan iptal davaları: İdare tarafından yürütülen bir faaliyetin veya idari işlemin; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden birinin hukuka aykırılık teşkil etmesine yönelik, kanunda belirtilen kurumlardan bu işlemin iptali için taraflar dava açabilmektedir. İdare hukukunun temelini oluşturan iptal davaları sadece idarenin eylem ve işlemlerine göre açılabilmektedir. Kişilerin haklarının idarinin aldığı kararlarla ya da işlemlerle ihlal edilmesinde, iptal davası değil tam yargı davası açılmaktadır.

İdareye açılan tam yargı davaları: İdarenin almış olduğu kararlar, eylemler ve işlemler, bireylerin temel hak ve özgürlükleriyle birlikte kişisel haklarını ihlal ediyorsa, idare hukuku kapsamında idareye tam yargı davası açılabilmektedir. İdarenin her türlü eylem ve işlemleri için hak ihlaline uğrayan kişilerin, tam yargı davası açmaları ön görülmektedir. Bu sayede idare karşısında vatandaşalar idare hukukuyla korunmuş olmaktadır.

Türkiye’de idare hukuku kapsamında açılacak olan davaların, kanunda belirtilmiş şekilde idare hukukunun konusunu oluşturuyor olması gerekmektedir. Eğer idarenin herhangi bir şekilde yaptığı idari işlem; yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönünden bir noksanlık taşıyorsa idari dava açılabilmektedir. Bu kapsam doğrultusunda ülkemizde idari davalar; İdare Mahkemeleri, Bölge İdare Mahkemeleri, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi ve Danıştay’da görülmektedir. Kişiler, idarenin vermiş olduğu hukuka aykırılık teşkil eden konular da iptal ya da tam yargı davası açabilmeleri için sırasıyla kanunda idare hukukunda ön görülen aşamaları izlemeleri gerekmektedir.

İdare Hukukunun Alt Dalları ve Kaynakları Nelerdir?

İdare hukuku, idareye dair tüm faaliyetlerin denetlenmesi ve idarenin verdiği hukuka aykırı kararların iptal edilmesinin önünü açan hukuk dalıdır. Bu tanımlama doğrultusunda idarenin her türlü işlemlerine karşı yargı yolu açılmış hem de kişilerin idare karşısında hakları, idare hukuku ile koruma altına alınmıştır. İdare hukukunun alt dallarını oluşturan temel konular; imar, ihale, İdari yaptırımlar, memur hukuku (statü), idari yargılama usulü ve idari sözleşmeler hukuku olarak sınıflandırılabilir.

İdare hukuku idarenin tüm işlemlerini kapsamaktadır. Bu nedenle idareye ilişkin tüm konular idare hukukunun konusunu oluşturabilir. İdare hukuku temel olarak gücünü anayasadan almaktadır. Bunun yanı sıra idare hukukunun kaynaklarını; idare hukukuyla ilgili kanunlar, KHK’lar, tüzük, yönetmelik ve yargı içtihatları olarak gösterilebilir.

Herhangi bir konuda kişilerin idare hukukunun alanına giren bir konuda dava açmak için İdare Mahkemesine ya da vergi mahkemelerine başvurması gerekmektedir. Başvuru sırasında mahkeme türü açılacak davanın konusuna göre seçilir. Bu mahkemelerin birinde açılan davada verilen karara itiraz edilmesi halinde konu bir üst mahkeme olan Bölge İdare Mahkemesine taşınmaktadır. Kanunlarda belirtilen şartları taşıdığı takdirde idari davalar en son Danıştay ilgili dava dairesinde görülerek karar verilir. İdari davlar ilgili mahkemelerce, yazılı yargılama usulüne göre davalar görülür ve ilgili evrak üzerinden inceleme yapılmaktadır.

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri