Menfi Tespit Davası ve İmzaya İtiraz Nasıl Yapılır? Menfi tespit davası ve imzaya itiraz, borçlu ile alacaklı arasındaki hukuki uyuşmazlıkların çözümünde sıkça başvurulan yollardan biridir. Bu davalar, özellikle borçlu olduğunu düşünen kişilerin haklarını koruma amacı taşır. Bu yazıda, menfi tespit davası ve imzaya itiraz sürecinin nasıl işlediğini detaylı bir şekilde ele alacağız.
Menfi Tespit Davası Nedir?
Menfi tespit davası, bir kişinin, borçlu olmadığına veya mevcut bir borç ilişkisinin geçersiz olduğuna dair tespit istemiyle açtığı davadır. Borçlu, alacaklının iddialarını kabul etmediğinde, borcun hukuki dayanağının olmadığını kanıtlamak için bu davayı açabilir.
Menfi Tespit Davasının Amacı Nedir?
Menfi tespit davası, borçlunun haksız yere icra takibine maruz kalmasını önlemek için açılır. Borçlu, borcun var olmadığını veya alacaklının talep ettiği miktarın doğru olmadığını mahkeme kararıyla tespit ettirmek ister. Bu dava sonucunda, borç ilişkisinin mevcut olmadığı mahkeme tarafından belirlenirse, alacaklıya karşı başlatılan icra takibi durdurulabilir.
Menfi Tespit Davası Nasıl Açılır?
Dilekçe Hazırlama: Menfi tespit davası açmak isteyen kişi, bir dilekçe hazırlamalıdır. Dilekçede, borcun var olmadığını veya haksız olduğunu gösteren deliller sunulmalıdır.
Mahkemeye Başvuru: Hazırlanan dilekçe ile birlikte yetkili mahkemeye başvurulur. Menfi tespit davaları, borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki asliye hukuk mahkemesine yapılır.
Delil Sunumu:
Davacı, borcun var olmadığını veya haksız olduğunu gösteren belgeleri ve tanıkları sunmalıdır. Delillerin güçlü olması, davanın başarılı bir şekilde sonuçlanması için önemlidir.
İmzaya İtiraz Nedir?
İmzaya itiraz, borçlu olduğu iddia edilen bir kişinin, borcun kaynağı olan belgedeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesidir. Bu itiraz, özellikle senet ve çek gibi belgelerde sıkça görülür.
İmzaya İtirazın Amacı Nedir?
İmzaya itirazın amacı, borçlunun haksız yere borçlandırılmasını önlemektir. İtiraz eden kişi, belgedeki imzanın sahte olduğunu veya kendisine ait olmadığını ileri sürerek borçluluğunu reddeder.
İmzaya İtiraz Nasıl Yapılır?
İtiraz Dilekçesi Hazırlama: Borçlu, imzanın kendisine ait olmadığını belirten bir itiraz dilekçesi hazırlar. Dilekçede, itiraz gerekçeleri açıkça belirtilmelidir.
Mahkemeye Başvuru: İtiraz dilekçesi, borçlunun ikametgahındaki asliye hukuk mahkemesine sunulur. Dilekçede, imzanın sahte olduğunu gösteren deliller ve tanıklar belirtilmelidir.
Delil ve Tanık Sunumu: Borçlu, itirazını destekleyen deliller ve tanıklarla mahkemede savunmasını yapar. Mahkeme, imzanın kime ait olduğunu belirlemek için grafolojik inceleme yapabilir.
Menfi Tespit Davası ve İmzaya İtirazın Hukuki Sonuçları Nelerdir?
Menfi tespit davası ve imzaya itiraz süreci, hukuki uzmanlık gerektiren detaylı süreçlerdir. Bu nedenle, bu tür davalarda bir avukat yardımı almak, davanın olumlu sonuçlanması açısından önemlidir. Mahkeme, tarafların iddialarını değerlendirir ve gerekli gördüğü durumlarda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verebilir.
Menfi tespit davası ve imzaya itiraz, borçlular için önemli hukuki koruma mekanizmalarıdır. Borçlu kişiler, haksız yere icra takibine maruz kalmamak için bu davaları açabilir. Ancak bu tür davalar, karmaşık hukuki süreçler içerdiğinden, Ankara İcra Avukatı desteğiyle yürütülmesi önerilir. Doğru bir şekilde hazırlanan dilekçeler ve güçlü deliller, davanın başarılı bir şekilde sonuçlanmasını sağlayabilir.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Nasıl Yapılır?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz, Kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 17.07.2003 gün ve 4949 sayılı Kanunun 47. maddesiyle değişik 170. maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin takip ve dava tarihinde yürürlükte bulunan üçüncü fıkrasında, “İcra mahkemesi, 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapacağı inceleme sonunda, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir.
İtirazın kabulü kararı ile takip durur. Alacaklının genel hükümlere göre dava açma hakkı saklıdır. İnkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa ve itiraz ile birlikte takip ikinci fıkraya göre durdurulmuşsa, borçlu sözü edilen senede dayanan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere inkar tazminatına ve takip konusu alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum edilir ve itiraz reddedilir. Borçlu menfi tespit veya istirdat davası açarsa, hükmolunan tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve davanın borçlu lehine sonuçlanması halinde daha önce hükmedilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu hükümle, icra mahkemesince incelemenin aynı Kanun’un 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre yapılacağı açıklanmıştır. İİK’nın 68/a maddesinin dördüncü fıkrasına göre ise, imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2 nci, 3 üncü ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 nci maddeleri hükümleri uygulanır. Anılan hükümde atıf yapılan ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu (HUMK) ‘nun 308 ve devamı maddelerinde imza inkârı halinde mahkemece yapılacak usuli işlemler düzenlenmiş; 309 maddesinin 2.,3.,4. fıkralarında;
“…Ehlihibre vasıtasiyle tahkikata karar verildiği takdirde medarı tatbik olacak yazı ve ehlihibrenin tahkikatı icra edeceği gün hakim tarafından tayin olunur. Mahkeme bu bapta ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir. Tatbika esas ittihaz olunabilecek evrak olmadığı veyahut olup da derecei kifayede bulunmadığı takdirde ehlihibre tarafından terkip olunacak ibarelerle münkir olan kimseye yazı yazdırılarak tatbikat icra olunur.” düzenlemesi yer almıştır.
Görüldüğü üzere; inkâr edenin atılış tarihi itibariyle inkâr edilen imzası ile yakın tarihte atılmış, uygulamaya elverişli imzalarının temin edilmesi gerekir. Uygulamaya elverişli (tatbike medar) belgeler HUMK. mad. 309/3’te “… ancak iki tarafın ittifak ettikleri her nevi evrak ile senedatı resmiyeden olan ve bir kimse tarafından hasbelmemuriye veya mahkeme huzurunda tahrir veya imza edilen evrakı tatbika esas addedebilir.” şeklinde tahdidi olarak sayılmıştır. Vurgulamakta yarar vardır ki anılan belgelerin tamamlanması konusunda Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 K. sayılı kararı ile 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin alacaklıya ait olduğu gözardı edilmemeli ve ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamaya da gidilmemelidir.
Tüm bu açıklamaların ışığı altında somut olay ele alındığında; içerikleri açıklanan yasal düzenlemeler göstermektedir ki öncelikle inkar edilen imzanın borçluya ait olduğu anlaşılırsa itirazın reddine karar verilecek; imzanın borçluya ait olup olmadığının tespit edilemediği durumda ise yasada öngörülen “imzanın borçluya ait olduğunun anlaşılması koşulu” gerçekleşmediğinden senette yer alan imzanın borçluya ait olduğunu ispat külfeti, senedi elinde bulundurup takibe girişen ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya düşecektir. Şu durumda, bu ispat külfetini borçluya yüklemek ve ispat edemediğinden imzaya itirazını reddetmek olanaklı değildir.
Yargıtay Kararı – Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz
T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013/19-1708 Karar: 2015/1025 Karar Tarihi: 13.03.2015
MENFİ TESPİT DAVASI – TAZMİNATIN YİNE BORÇLUNUN AYNI TAKİP NEDENİYLE AÇMIŞ OLDUĞU İMZAYA İTİRAZ MENFİ TESPİT DAVASINDA KÖTÜNİYET TAZMİNATINDAN İNDİRİLMESİ GEREKTİĞİ – DİRENME KARARININ BOZULMASI GEREĞİ
ÖZET: Menfi tespit davasını kaybeden borçlu iki kez tazminata mahkûm ediliyorsa, menfi tespit davasını kaybeden alacaklı da iki kez tazminata mahkûm edilebilir (m. 68 son fıkra, m. 68/a son fıkra, m.72,V, c.3 ve 4). Kaldı ki, hangi hallerde icra mahkemesince hükmedilen tazminatın kalkacağı yasada açıkça düzenlenmiştir. Bu bakımdan, yerel mahkemenin borçlunun açmış olduğu imzaya itiraz davasında İİK’nun 170/son maddesi uyarınca hükmedilen % 20 oranındaki tazminatın, yine borçlunun aynı takip nedeniyle açmış olduğu menfi tespit davasında İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hükmedilen % 40 kötüniyet tazminatından indirilmesi gerektiği yönündeki direnme kararının bozulması gerekmiştir. (2004 S. K. m. 68, 72, 170)
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, 10.03.2010 keşide tarihli 30.000-TL bedelli çekten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, davalının takipte kötü niyetli olduğu kanaatine varılarak tazminata mahkumiyetine, ancak aynı çek ve takipten dolayı İstanbul 7. İcra Hukuk Mahkemesi’nce 2011/734 E. sayılı dosyadan % 20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmiş olduğundan, mükerrerlik teşkil eden % 20’lik kısmı aşan oranda ve davacı keşideci bulunmadığından % 5 çek tazminatı hariç tutularak kalan borç miktarından hesaplanan % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm her iki taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Dava, menfi tespit davası imzaya itiraz istemine ilişkindir. Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; mahkemece İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hükmedilen kötüniyet tazminatından, aynı takip nedeniyle icra hukuk mahkemesince İİK’nun 170/son maddesi uyarınca hükmedilen % 20 oranındaki icra inkar tazminatının indirilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun ‘menfi tespit ve istirdat davaları’ başlıklı 72 nci maddesinin 5. fıkrası;
“Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz.” hükmünü içermekte olup, 02/07/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanunun 15 inci maddesiyle, 72 nci maddenin beşinci fıkrasında yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” olarak değiştirilmiştir.
Diğer taraftan İİK’nun ‘imzaya itiraz’ başlıklı 170. maddesinin son fıkrası, “İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi hâlinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar.” hükmünü içermektedir.
İcra mahkemesi, yapacağı veya bilirkişiye yaptıracağı inceleme sonunda inkâr (itiraz) edilen imzanın borçluya ait olmadığına kanaat getirirse itirazın kabulüne karar verir (İİK. m. 170/3, c. 1). İtirazın kabulü kararı ile, borçlu hakkında yapılan takip durur. İtirazın kabulüne karar veren icra mahkemesi, alacaklının kambiyo senedini takibe koymada kötü niyetli ve ağır kusuru bulunduğunu tespit ederse aynı karar ile alacaklıyı kambiyo senedine dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder (İİK. m.170/4, c.1).
Diğer taraftan borçlu icra takibinden önce veya takipten sonra borçlu olmadığının tespiti için genel mahkemede menfi tespit davası açabilir. Borçlunun menfi tespit davası açması ve davanın lehine sonuçlanarak kabulüne karar verilmesi halinde mahkeme, borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan icra takibinin haksız ve kötü niyetle yapılmış olduğu kanısına varırsa, borçlunun talebi üzerine, borçlunun menfi tespit davası nedeniyle uğradığı zararın alacaklıdan tahsiline karar verir; bu zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde kırkından aşağı olamaz (İİK m. 72/5, c. 3 ve 4). Söz konusu tazminat 02/07/2012 tarihli ve 6352 sayılı Kanun’un 15 inci maddesiyle, “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, menfi tespit davası sonuçlanmadan önce itirazın kesin veya geçici kaldırılmasına karar vermiş olan icra mahkemesinin borçlu aleyhine hükmetmiş olduğu asgari yüzde yirmi tazminat (İİK. m. 68 son fıkra ve m. 68/a son fıkra), menfi tespit davasının reddi kararı ile kalkmaz; bilâkis kesinleşir yani tahsil edilebilir (alacaklı tarafından istenebilir) hale gelir. Böylece menfi tespit davasını kaybeden (açtığı menfi tespit davası reddedilen) borçlu, alacaklıya bir taraftan m. 68 son fıkra (veya m. 68/a son fıkra) hükmü gereğince, diğer taraftan m. 72/4, c. 2-4 hükmü gereğince, iki adet (asgarî yüzde yirmi) tazminat ödemekle yükümlü olur (Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Bası, Ankara 2013, s. 376). Nasıl ki, menfi tespit davasını kaybeden borçlu iki kez tazminata mahkûm ediliyorsa, menfi tespit davasını kaybeden alacaklı da iki kez tazminata mahkûm edilebilir (İİK. m. 68 son fıkra, m. 68/a son fıkra, m.72,V, c.3 ve 4) (Baki Kuru, a.g.e., s. 384).
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya gelince, davacı borçlunun hakkında yapılan icra takibinden kurtulabilmek için icra mahkemesinde imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürerek hakkında yapılan kambiyo takibine itiraz ettiği, yine aynı tarihte iş bu dava ile takibe konu senetten dolayı borçlu olmadığının tespiti ile % 40’dan aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır. İcra mahkemesince davacı borçlunun imzaya itirazı kabul edilerek takibin durdurulmasına, davalı alacaklının alacağın % 20’si oranında tazminata ve % 10’u oranında para cezası ile sorumlu tutulmasına karar verildiği, iş bu menfi tespit davasında sonradan verilen karar ile davanın kabulüne, takibe konu senetten dolayı davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, % 40 oranında tazminatın % 20’si icra (hukuk) mahkemesince hükmedildiğinden % 20 oranında hesaplanan tazminatın davalıdan alınıp davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İtirazın kaldırılması davasının borçlu aleyhine sonuçlanması ve tazminata hükmedilmesi durumunda, borçlunun menfi tespit davası açması halinde, borçlu aleyhine hükmedilen tazminatın infazı menfi tespit davasının kesinleşmesine kadar ertelenir. Ancak itirazın kaldırılması davasının, borçlu lehine sonuçlanması veya borçlunun açtığı imzaya itiraz davasının lehine sonuçlanması halinde hükmedilen tazminatın, yine borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasının lehine sonuçlanması halinde hükmedilen tazminattan mahsup edileceğine ilişkin yasal bir düzenleme bulunmamaktadır. Ayrıca, İİK’nun 72/5. maddesinde düzenlenen tazminat, kötü niyet tazminatı; İİK’nun 170/4. maddesinde düzenlenen tazminat ise icra inkar tazminatı olup, nitelikleri de farklı tazminat türleridir.
Yukarıda da belirtildiği üzere, menfi tespit davasını kaybeden borçlu iki kez tazminata mahkûm ediliyorsa, menfi tespit davasını kaybeden alacaklı da iki kez tazminata mahkûm edilebilir (m. 68 son fıkra, m. 68/a son fıkra, m.72,V, c.3 ve 4). Kaldı ki, hangi hallerde icra mahkemesince hükmedilen tazminatın kalkacağı yasada açıkça düzenlenmiştir. Bu bakımdan, yerel mahkemenin borçlunun açmış olduğu imzaya itiraz davasında İİK’nun 170/son maddesi uyarınca hükmedilen % 20 oranındaki tazminatın, yine borçlunun aynı takip nedeniyle açmış olduğu menfi tespit davasında İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hükmedilen % 40 kötü niyet tazminatından indirilmesi gerektiği yönündeki direnme kararının bozulması gerekmiştir.
Hukuk Genel Kurulu görüşmeleri sırasında bir kısım üyeler tarafından İİK’nun 170/son maddesi uyarınca hükmedilen % 20 oranındaki tazminatın, yine borçlunun aynı takip nedeniyle açmış olduğu menfi tespit davasında İİK’nun 72/5. maddesi uyarınca hükmedilen % 40 kötü niyet tazminatından indirilmesi gerektiği yönündeki yerel mahkeme direnme kararının onanması yönünde görüş bildirmiş iseler de, bu görüş yukarıda belirtilen nedenlerle Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
KARŞI OY YAZISI
Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlıkta temel sorun, genel mahkemede açılan menfi tespit davasında haksız ve kötüniyetli takipten dolayı, takip tarihi itibari ile verilen % 40 tan aşağı olmamak üzere zararın karşılığı tazminat (İİK. Mad. 72) ile, aynı takip nedeni ile takibe konu çekteki imzaya itiraz üzerine İcra Hukuk Mahkemesi tarafından itirazın kabulüne karar verilmesi halinde senedi takibe koymada kötü niyet ve ağır kusurun bulunması halinde alacaklının mahkum olduğu % 20 oranındaki tazminatın (İİK. Mad. 170) aynı nitelikte tazminat olup olmadıkları, mükerrerlik teşkil edip etmeyeceği, bu tazminatların farklı nitelik taşıyıp taşımadıkları noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle imzası davacı borçluya ait olmadığı anlaşılan çekten dolayı, alacaklı davalı tarafından yapılan icra takibi üzerine, davacı borçlunun genel mahkemede bu dava olan menfi tespit davası yanında, İcra Hukuk Mahkemesinde takibe konu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını belirterek imzaya itiraz ettiği ve yapılan yargılama sonunda İcra Mahkemesince itirazın kabulüne ve çeki takibe koymada kötü niyeti ve ağır kusuru olan alacaklarının çek miktarının yüzde yirmisi oranında tazminata mahkum edildiği, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Menfi tespit davasında uyuşmazlığa bakan yerel ticaret mahkemesi, imzaya itiraz davasını da esas alarak ve menfi tespit davasında takip tarihi itibari ile davacı borçlunun kötüniyet tazminatının % 40’ tan aşağı olmayacağını kabul ederek, ancak bu miktarın % 20’sinin imzaya itirazın kabulü ile icra tetkik mahkemesinde hükme bağlandığı, mükerrer hüküm altına alınmayacağı, kısaca aynı takip nedeni ile bir kez kötüniyet tazminatı olacağı gerekçesi ile menfi tespit isteminin kabulü ile fark % 20 kötüniyet tazminatının hüküm altına alınmasına karar verilmiştir.
Yüksek 19. Hukuk Dairesi ise yerel mahkemenin kararını “Takip tarihi gözetildiğinde İİK.’’un 72/5 maddesi uyarınca % 40’dan aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu oranda tazminatın indirilerek % 20 oranında kötüniyet tazminatına hükmedilmesinin doğru görülmediği, yerel mahkemenin gerekçelerinin somut olay bakımından isabetsiz olduğu gerekçesi ile bozulmuştur.
Yerel mahkemece, icra hukuk mahkemesinde itirazın kabulünde verilen % 20 oranında kötüniyet tazminatının aynı takip ve çeke ilişkin olduğu, icra hukuk mahkemesi kararlarının takip hukukuna ait bulunduğu, maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediği, menfi tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmakla birlikte takibi iptal ettiren davacının bir de menfi tespit davası açarak ikinci kez kötüniyet tazminatı talep etmesinin hakkaniyet uygun olmadığı, mükerrer olacağı, bir takip için bir kez kötüniyet tazminatı verilebileceği gerekçesi ile bozmaya karşı direnilmiştir.
Aslında takip tarihi itibari ile menfi tespit davasında sonuçta hüküm altına alınacak tazminatın % 40 oranında olacağı hem yerel mahkemenin hem de Yüksek 19. Hukuk Dairesinin kabulündedir. Yerel mahkeme bu tazminatın % 20’sinin icra mahkemesinde hüküm altına alınması nedeni ile mükerrer olmaması açısından bakiye % 20’sini hüküm altına alırken, Yüksek Daire mükerrerlik tartışmasına girmeden ve menfi tespit davası ile imzaya itiraz uyuşmazlığında belirtilen tazminatların ayrı ayrı değerlendirileceğini belirtmeden, menfi tespit davasındaki kötüniyet tazminatının % 40 tan aşağı olamayacağını bozma gerekçesi yapmıştır. Ancak bozma içeriğine ve Yüksek Hukuk Genel Kurul’daki düşüncelere göre bu tazminatların mükerrer olmayacağı yönünde görüş oluşmuştur.
Takip hukukuna ilişkin imzaya itiraz davasına ilişkin İİK.’nun 170. maddesi incelendiğinde, özellikle imzanın borçluya ait olmadığının saptanması halinde borçlunun takip tarihi itibari ile % 40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edileceği, ancak borçlunun genel mahkemede menfi tespit veya istirdat davası açması ve kazanması halinde hükmedilmiş tazminatın kalkacağı açıkça belirtilmiştir. Alacaklı yönünden imzaya itirazın reddinin ve icra inkar tazminatının, açılacak menfi tespit davasında davanın kabulü halinde etkisi ve sonucu açıkça düzenlenmişken, aynı takip nedeni ile hem imzaya itirazı, hem de menfi tespit davası açıp davası kabul edilen davacı borçlu yönünden etkisi ve sonuçları belirtilmemiştir. Burada bir boşluk olduğu açıktır. Madde düzenlemesinde takip hukukuna ilişkin imzaya itiraz davasının, genel mahkemede menfi tespit davası açılması ve özellikle kabul edilmesi halinde sonuçlarının tamamen ortadan kalktığı, imzaya itiraz uyuşmazlığının menfi tespit davasına bağlı olduğu, bağımsız olmadığı görülmektedir.
İmzaya itiraz ile ilgili tazminat düzenlemesinde “senedi takibe koymada alacaklının kötü niyeti ve ağır kusurundan” sözedilmişken, menfi tespit ile ilgili tazminat kuralında ise “borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötüniyetli olduğunun anlaşılmasından” bahsedilmiştir. Bu hükümlerde “aynı takip ve kötüniyet” ortak unsurdur. Davacı borçlu aynı takipten dolayı aynı anda ve tarihlerde hem icra mahkemesinde imzaya itiraz davası, hem de genel mahkemede menfi tespit davası açmış ve her iki davayı da kazanmıştır. Bu uyuşmazlıkta genel mahkemenin özellikle takibe konu çekteki imzanın davacı borçluya ait olmaması nedeni ile menfi tespit kararı vermesi ve takibin haksız ve kötüniyetli olması neden ile takip tarihi itibari ile % 40 kötüniyet tazminatının kabulü yanında, kesinleşen imzaya itiraz uyuşmazlığında davacı borçlu lehine aynı takipten dolayı % 20 oranında verilen kötüniyet tazminatını mükerrer olmaması gerekçesi ile mahsup ederek hüküm altına alınması, belirtilen hükümlere, davaların niteliğine uygundur. Bu nedenle yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesindeyim. Açıklanan gerekçelerle Yüksek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun çoğunluk görüşüne katılmadığımı belirtirim.
0 SORULAR
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu dava için nasıl bir hazırlık aşaması vardır..Cevap verirseniz sevinirim..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Merhabalar. Garip bir durumumuz var size danışmak istiyorum.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu konu Hakkında güncel Yargıtay kararlarına ihtiyacım var, yardımcı olurmusunuz.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu davada ben nasıl bir yol izlemeliyim lütfen yardımcı olurmusunuz ?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu dava için nasıl bir hazırlık aşaması vardır..Cevap verirseniz sevinirim..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu duruma karşılık olarak dava açmak istiyorum.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Makalede belirttiğiniz dava Nasıl açılır? Süreci Hakkı’nda bilgi verirmisiniz.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Size email olarak gönderdiğim davamda zaman aşımı söz konusumudur. teşekkürler….
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz hukuk mahkemesine temyiz dilekçesi örneği varmıdır. Bana yardımcı olurmusunuz..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu davaların konusunda, zarar görmem nedeniyle maddi ve manevi tazminat Nasıl isterim..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Sayın İlkay hukuk bürosu, bu davayı açmayı düşünüyorum..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu davada ben nasıl bir yol izlemeliyim lütfen yardımcı olurmusunuz ?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Davayı açma şartları nelerdir..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Davanın açılabilmesi için avukata vekalet versek daha hızlı sonuçlanır mı?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Davayı açmak istiyorum süreç ne olur en acil davayı siz alırsanız masraflarım ne kadar tutar.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Sözleşme var nasıl bir yasal işlem başvurusunda bulunabilirim ikametim adana yalnız..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Dava ve avukat masrafları konusunda bilgi verebilir misiniz?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu davada ben nasıl bir yol izlemeliyim lütfen yardımcı olurmusunuz ?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu davada ben nasıl bir yol izlemeliyim lütfen yardımcı olurmusunuz ?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Öncelikle bu bizleri aydınlattığınız için teşekkür ederim. Ankara dışına hizmetiniz var mı?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu dava açmak için bilmeniz gerekenler nelerdir. dava açmak için nasıl bir yol izlenir
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Acaba bu dava ne kadar sürer veya sonuçlanır..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz dava açarken izlenecek yol, dava açma masrafı nedir.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Şahitlerim mevcuttur ne yapmalıyım yardımcı olursanız sevinirim şimdiden teşekkür ederim ..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu konuda dava dilekçesi nasıl yazılır nedeniler nasıl açıklanır.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz dava açarken izlenecek yol, dava açma masrafı nedir.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Aydınlatıcı bilgiler için teşekkür ederim.. Başarılar dilerim..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Konuyla ilgili bilgi verirseniz ona göre bir yol izlemek isterim teşekkür ederim iyi çalışmalar.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Sayın avukat Mevcut davanın açma şartları nelerdir.?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu dava açmak için bilmeniz gerekenler nelerdir. dava açmak için nasıl bir yol izlenir
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Makaleniniz davası ile ilgili net bir yazı olmuş.. teşekkürler..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz hukuk mahkemesine temyiz dilekçesi örneği varmıdır. Bana yardımcı olurmusunuz..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Makaleniniz davası ile ilgili net bir yazı olmuş.. teşekkürler..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Sayın İlkay hukuk bürosu, bu davayı açmayı düşünüyorum..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Konuyla ilgili bilgi verirseniz ona göre bir yol izlemek isterim teşekkür ederim iyi çalışmalar.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Davayı açma şartları nelerdir..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Acaba bu davayı avukatsız takip edebilirmiyim? Davanın dilekçe örneğini bulabilirmiyim..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Sizden randevu almak istiyorum.Yardımcı olurmusunuz?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Makalede belirttiğiniz dava Nasıl açılır? Süreci Hakkı’nda bilgi verirmisiniz.
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Dava ve avukat masrafları konusunda bilgi verebilir misiniz?
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Bu dava için gerekli belgeler nelerdir..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Ben yurtdışında yaşıyorum Türkiyeye gelmem dava sürecini etkilermi
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz hukuk mahkemesine temyiz dilekçesi örneği varmıdır. Bana yardımcı olurmusunuz..
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Ben yurtdışında yaşıyorum Türkiyeye gelmem dava sürecini etkilermi
Menfi Tespit Davası İmzaya İtiraz Acaba bu dava ne kadar sürer veya sonuçlanır..