Ziynet Eşyalarının İadesinde İspat

Ziynet Eşyalarının İadesinde İspat

   YARGITAY: ZİYNET EŞYALARININ İADESİNDE İSPAT YÜKÜ

T.C YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2013 / 10922 Karar: 2013 / 14103 Karar Tarihi: 08.10.2013

İSTİRDAT DAVASI – DAVACININ EVDEN AYRILMA KASTININ OLMADIĞI – ZİYNETLERİN KOCADA KALDIĞININ KABULÜ GEREĞİ – KADININ ZİYNET EŞYALARINI BABA EVİNE GÖTÜRMEDİĞİ- DAVACININ ZİYNET EŞYASI DAVASININ REDDİNE İLİŞKİN HÜKÜM TESİSİNİN HATALI OLMASI.

ÖZET: Hayatın olağan akışında, hasta ziyaretine giden birinin ziynet eşyalarını takarak gitmesi olağan olan bir durum olarak kabul göremez. Davacının evden ayrılma kastının olmadığı da, kayınpederinin tanık beyanlarında ifade edilmiştir. O halde, mahkemece; ziynet eşyalarını, kadının baba evine götürmediği, ziynetlerin kocada kaldığının kabulü gerekir. Mahkemece, yanılgılı değerlendirme sonucu davacının ziynet eşyası davasının reddine ilişkin hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

   YARGITAY: ZİYNET EŞYALARININ İADESİNDE İSPAT YÜKÜ

T.C. YARGITAY 3.Hukuk Dairesi Esas: 2016/6222 Karar: 2016/9257 Karar Tarihi: 09.06.2016

ZİYNET EŞYALARININ İADESİ İSTEMİ – DAVALININ SEYAHAT VE TAYİN MASRAFLARI İLE MOBİLYALAR İÇİN BOZDURULDUĞUNU İKRAR ETTİĞİ – KADININ İSTEĞİ VE ONAYI İLE İADE EDİLMEMEK ÜZERE BOZDURULDUĞU HUSUSUNDA İSPAT YÜKÜNÜN DAVALIDA OLDUĞU – HÜKMÜN BOZULDUĞU

ÖZET: Mahkemece, davalının, seyahat ve tayin masrafları ile mobilyalar için bozdurulduğunu ikrar ettiği ziynetler yönünden, bunların kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulduğu hususunda ispat yükünün davalıda olduğu göz ardı edilerek; yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle aksi şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Dava; ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir.

Temyize konu uyuşmazlık; ispat yükünün davanın hangi tarafında olduğu noktasında toplanmaktadır.

Kural olarak; Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. İspat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. İleri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları kanıtlaması gerekir.

Öte yandan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz.

Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup, müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur.

Tüm bu bilgiler ışığında somut olay irdelendiğinde; davacı kadın, düğünde takılan altınları, davalının, iade etmek üzere elinden aldığını ancak iade etmediğini iddia etmiştir. Davalı ise, düğünde takılan küçük cumhuriyet altınlarından bir kısmının (çeyrek, yarım, tam) düğünden bir hafta sonra davacı tarafından seyahat ve tayin masrafları için harcandığını, bir kısım ziynetlerle müşterek harcamalar yapıldığını ve müşterek evin mobilyalarının yenilendiğini, kalan ziynetlerin ise davacının uhdesinde olduğunu savunmuştur.

Bu nedenle davalı, seyahat, tayin masrafları ve mobilyalar için harcandığını ikrar ettiği ziynet eşyalarının, davacı kadının isteği ve onayı ile ve iade edilmemek üzere bozdurulduğunu ispatlamalıdır.

Hal böyle olunca mahkemece, davalının, seyahat ve tayin masrafları ile mobilyalar için bozdurulduğunu ikrar ettiği ziynetler yönünden, bunların kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulduğu hususunda ispat yükünün davalıda olduğu göz ardı edilerek; yanılgılı değerlendirme ve eksik incelemeyle ispat yükünün davacıda olduğu ve davacının iddiasını ispat edemediği gerekçesiyle yazılı şekilde davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

Sonuç: Ne var ki; mahkeme kararının açıklanan gerekçeyle bozulması gerekirken, zuhulen onandığı anlaşılmakla, davacı vekilinin bu yöne ilişkin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 10.06.2015 tarih, ….. sayılı onama kararının kaldırılarak,…Aile Mahkemesi’nin …. sayılı mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplere binaen BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

 

3 SORULAR

  1. ECE EFE dedi ki:

    Ziynet Eşyalarının İadesinde İspat Sayın İlkay hukuk bürosu, bu davayı açmayı düşünüyorum..

  2. MERİH ALTUNOK dedi ki:

    Ziynet Eşyalarının İadesinde İspat Davayı açmak istiyorum süreç ne olur en acil davayı siz alırsanız masraflarım ne kadar tutar.

  3. MERİH AKTOZ dedi ki:

    Ziynet Eşyalarının İadesinde İspat Bu davaların konusunda, zarar görmem nedeniyle maddi ve manevi tazminat Nasıl isterim..

AVUKATA SORU SOR

 

AVUKATA SORU SORUN

Bize Ulaşın




[recaptcha]

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri