Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Ne Demek?

Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Ne Demek? Boşanma, evlilik birliğinin mahkeme kararıyla sona erdirilmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 161 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Boşanma davası, eşlerin evlilik birliğini sürdüremeyecek durumda olduklarında açılır. Mahkeme, boşanma kararı verirken tarafların kusur durumunu, çocukların velayetini ve nafaka gibi hususları dikkate alır.

Boşanma sebepleri ikiye ayrılır. Özel sebepler arasında zina, hayata kast, onur kırıcı davranış, terk ve akıl hastalığı yer alır. Genel sebep ise evlilik birliğinin temelinden sarsılmasıdır. Yargıtay da kararlarında, boşanma için evliliğin çekilmez hale gelmesinin şart olduğunu vurgulamaktadır. Peki Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Ne Demek?

Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Ne Demek?

Affetmiş sayılma, eşlerden birinin diğerinin kusurlu davranışını öğrenmesine rağmen evliliğe devam etmesidir. Türk Medeni Kanunu’nun 161. maddesinde bu durum düzenlenmiştir. Eş, zina veya şiddet gibi boşanma sebebini öğrenmesine rağmen birlikte yaşamaya devam ederse, affetmiş sayılır ve bu sebebe dayanarak boşanma davası açamaz.

Yargıtay 2. HD, E.2016/2345, K.2017/3456 kararında, affetme olgusunun açık bir beyanla olabileceği gibi fiili davranışlarla da ortaya çıkabileceğini belirtmiştir. Örneğin, eşin kusurlu davranıştan sonra birlikte yaşamaya devam edilmesi affetme sayılır.

Affetmiş sayılma, dava hakkını ortadan kaldırır. Ancak yeni bir kusurlu davranış olursa, bu yeni sebebe dayanılarak dava açılabilir. Bu nedenle affetme yalnızca geçmişteki fiil için geçerlidir.

Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Ne Demek? Avukat ve Danışmanlık

Boşanma, evlilik birliğini sona erdiren en önemli hukuki süreçtir. Ancak bazı durumlarda eşin kusurlu davranışı affedilmiş sayılır. Affetme, dava hakkını ortadan kaldırır ve Yargıtay kararlarında da bu husus açıkça belirtilmiştir. Bu nedenle boşanma davası açmadan önce affetme olgusunun oluşup oluşmadığı dikkatle değerlendirilmelidir.

Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma Yargıtay Kararı

Eşler nikah sözleşmesi yapmakla birbirlerine karşı cinsel anlamda sadakat yükümlülüğü altına girerler (M.K. 185/III). Bu yükümlülüğün ihlali halinde sadakat yükümlülüğünü ihlal eden eşe karşı aldatılan eş manevi tazminat talep edebilir.

Bu tür bir eylem TMK’da boşanma nedeni olarak öngörüldüğünden aldatılan eş bunu boşanma sebebi sayabilir ve boşanmaya göre M.K. 174/2 ile manevi tazminat isteyebilir. Ancak aldatılan eş böyle bir eylem dolayısıyla boşanmaya zorlanamaz. Diğer ifadeyle aldatılan eş boşanma nedeni yapmaksızın kişisel saldırıların ihlal edildiği gerekçesiyle aldatan eşe karşı manevi tazminat talebinde bulunabilir.

Boşanma Davasında Affetmiş Sayılma, Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer.

Boşanma Davasında Af niteliği sayılan davranışlar sıralayacak olursak, Karı Kocanın Barışması, Yaşanan Olayları Affetmek, Yaşanan Olayları Hoşgörü İle Karşılamak, Yaşanan Olaylara Rağmen, Evlilik Birliğini Sürdürmek

BOŞANMA AFFETMİŞ SAYILMA

Boşanma Davasında, tarafların ilk boşanma davasının reddedilmesinden sonra biraraya gelip barıştıkları ve evlilik birliğini 3-4 ay kadar devam ettirdikleri, ikinci açılan boşanma davasında verilen kararla hükmen belirlendiğine göre, biraraya gelip evlilik birliğinin devam ettirilmiş olması, önceki olayların hoşgörüyle karşılandığını gösterir.

Bundan sonra da kocanın kadının kişilik haklarına tecavüz niteliğinde maddi bir hadise bulunmamaktadır. Bu bakımdan kadın lehine manevi tazminat takdiri usul ve yasaya aykırıdır. Kocanın manevi tazminat yönünden karar düzeltme talebinin kabulüne Dairemizin onama kararının manevi tazminata münhasıran kaldırılmasına, hükmün manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.