Anlaşmalı Boşanma Ziynet Eşyaları İçin Dava Açılabilir Mi?

Anlaşmalı Boşanma Ziynet Eşyaları İçin Dava Açılabilir Mi? Boşanma davalarında ziynet eşyaları en çok tartışılan konular arasında yer alır. Özellikle anlaşmalı boşanma süreçlerinde altınlar ve diğer takılar hakkında tarafların nasıl bir yol izlemesi gerektiği merak edilir.

Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararları, ziynet eşyalarının kadına ait kişisel mal olduğu yönünde istikrarlı bir yaklaşım benimsemiştir. Ancak tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde bu konuda açık bir düzenleme yapmaları, sonradan ortaya çıkabilecek hak kayıplarını önlemek açısından büyük önem taşır.

Anlaşmalı Boşanmadan Sonra Ziynet Eşyası Davası Açılabilir mi?

Anlaşmalı boşanma protokolü imzalanıp mahkemece onaylandıktan sonra, protokolde ziynet eşyaları hakkında açık bir hüküm yoksa ziynet alacağı davası açılabilir. Yargıtay içtihatlarında, ziynet eşyaları kadına ait kişisel mal olarak kabul edilmekte ve geri verilmesi gerektiği belirtilmektedir. Ancak tarafların anlaşmalı boşanma protokolünde bu konuda açıkça feragat etmiş olması halinde, yeniden dava açılamaz.

Anlaşmalı Boşanmada Altınlar Kimde Kalır?

Altınlar ve ziynet eşyaları, kural olarak kadının kişisel malıdır. Anlaşmalı boşanma protokolünde “ziynet eşyaları taraflar arasında paylaşılmıştır” veya “her iki taraf birbirinden ziynet alacağı talep etmeyecektir” şeklinde hüküm varsa, altınlar konusunda dava açılamaz. Fakat protokolde düzenleme bulunmayan durumlarda, kadın ziynet eşyalarını geri almak için dava açabilir.

Anlaşmalı Boşanmada Kadın Neler İsteyebilir?

Anlaşmalı boşanma protokolü hazırlanırken kadın; nafaka, tazminat, velayet, mal paylaşımı ve ziynet eşyaları gibi haklarını talep edebilir. Hakim, tarafların üzerinde anlaştığı hususların kanuna uygun olup olmadığını denetler. Kadın, anlaşmalı boşanma davasında haklarından feragat etmişse sonradan aynı talepler için dava açması mümkün değildir.

Evi Terk Eden Kadın Ziynet Eşyası Alabilir mi?

Kadının evi terk etmiş olması ziynet eşyası hakkını ortadan kaldırmaz. Yargıtay kararlarında, ziynet eşyalarının kadına ait olduğu ve kadının evden ayrılmış olmasının bu hakkı etkilemeyeceği vurgulanmaktadır. Ancak ziynetlerin kimin elinde bulunduğu, davada ispat edilmelidir.

Anlaşmalı Boşanma Ziynet Eşyaları İçin Dava Açılabilir Mi? Avukat ve Danışmanlık

Ziynet eşyaları, Türk Medeni Kanunu ve Yargıtay kararlarına göre kadının kişisel malı kabul edilmektedir. Anlaşmalı boşanma protokolünde bu konuda açık düzenleme yoksa kadın ziynet alacağı davası açabilir. Ancak hak kaybı yaşamamak için protokolün hazırlanması ve dava sürecinde taleplerin net şekilde belirtilmesi gerekir.

Bu nedenle anlaşmalı boşanma veya sonrasında açılacak ziynet davasında aile hukuku alanında uzman bir avukattan danışmanlık alınması, hakların korunması açısından büyük önem taşır.

Anlaşmalı Boşanma Ziynet Eşyaları İçin Dava Açılabilir Mi? Yargıtay Kararı

Anlaşmalı boşanma davası sırasında hazırlanan boşanmaprotokolünde tarafların birbirlerinden herhangi bir maddi ve manevi tazminat taleplerinin olmadığı belirtildiği gibi, ev eşyalarının taraflar arasında rızai olarak paylaşılması nedeniyle tarafların birbirlerinden herhangi bir eşya ya da tazminat taleplerinin bulunmadığı beyan edilmiştir. Her ne kadar mahkemece tarafların anlaşmalı şekilde boşanmalarına karar verilmiş ise de hükmün o davanın davalısı kadın tarafından temyiz edilmesi üzerine davayı açan kocanın duruşmada beyanının alınmaması nedeniyle bozulmuş, bozma ilamına uyan mahkemece de davanın reddine karar verilmiştir.

Bu karar 27.10.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Bu haliyle anlaşmalı boşanmaya dayanak yapılan boşanma protokolühükümsüz kaldığı gibi, protokolde ev eşyalarının rızai olarak paylaşıldığının belirtilmesi söz konusu eşyaların fiilen davacıya teslim edildiği anlamına gelmez. Kaldı ki davacı kişisel eşyalarının iadesini her zaman isteyebilir. Açılan davada da davalı cevap dilekçesiyle davacının eşyalarını alabileceğini, buna bir itirazlarının olmadığını beyan ettiğine göre talep doğrultusunda ev eşyalarının yarısının aynen iadesine, mümkün olmadığı takdirde yarı bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde boşanma protokolünden ve davacının boşanma davasında mahkeme huzurundaki beyanından söz edilerek bu konudaki istemin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.

T.C YARGITAY 6.HUKUK DAİRESİ ESAS NO:2010/11930 KARAR NO:2011/5632 KARAR T.02.05.2011

Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir.

Anlaşmalı boşanma davasında maddi manevi tazminat, nafaka, yargılama giderleri talep edilmemiş olması o davadaki haklara ilişkin olduğundan, bu davada davacı tarafından talep edilen ziynet eşyalarının, anlaşmalı boşanma davasının maddi, manevi sonucu olarak kabul edilmesi mümkün değildir.

Davacının dava açarak ziynet eşyalarını davalıdan istemesi konusunda yasal bir engel yoktur. Öte yandan davacı kadın evi son terk ettiği tarih itibariyle dava konusu ziynet eşyasının götürülmesine engel olunduğunu ve zorla elinden alındığını, daha önce de götürme fırsatı elde edemediğini dinlettiği tanık beyanı ile ispat edememiştir. Bununla birlikte davacı, dava dilekçesinde “ilgili diğer deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın BOZULMASINA.