Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası

İş Kazası ve Tazminat

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Hakkında Bilgiler. İş kazası TCK maddesi gereği, kişinin işi nedeniyle, iş yerinde veya görevi sırasında yararlanması veya ölmesi olarak tanımlanmaktadır. İş kazası sonucunda işverene karşı maddi ve manevi tazminat davası açılabilmektedir. Taksirle ölüme sebebiyet verme suçunu ortaya çıkaran unsurların oluşması durumunda işverenlerin kanunen ceza almaları da mümkündür. Bunun için kusur ve ihmal gibi unsurların incelenmesi gerekmektedir.

Türk hukuk sistemi içinde 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu kapsamında iş kazaları tanımlanmıştır. Bunun yanı sıra, taksirle ölüme sebebiyet suçunun ortaya çıkması halinde ceza hukukundan faydalanılabilir. İş kazası nedeniyle taksirle ölüme neden olma suçunun oluşması halinde işverenin kazada kusuru ve diğer unsurlar resen soruşturulmaktadır.

Hangi Durumlar İş Kazası Olarak Sayılır?

İş kazasına bağlı olarak dava açılabilmesi için kanunda belirtilen unsurların ortaya çıkmış olması gerekmektedir. Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamında iş kazası sayılan ve dava açmak için yeterli sebep oluşturan durumlar;

  • İşverene ait işyerinde kazanın yaşanmış olması veya görevi sırasında iş yeri dışında herhangi bir fiziksel veya ruhsal zararın ortaya çıkması
  • İşverence yürütülen iş sırasında kendi adına bağımsız çalışan kişinin uğradığı zarar
  • Emziren kadınların, süt izni sırasında yaşadığı kazalar
  • İş için tahsis edilmiş araçlarla yapılan kazalar vb.

Olarak tanımlanmıştır. Kısaca iş kazası kapsamına giren tüm konularda kişilerin dava açması mümkündür. İşyerinde veya iş sırasında ortaya çıkan tüm olumsuz durumlar için dava açılabilmektedir. İş kazasında işverenin sorumluluktan kurtulması için kusurunun olmaması gerekmektedir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme Suçu Cezası Nedir?

Taksirle ölüme sebebiyet verme suçu hangi sebeple olursa olsun 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu kapsamında değerlendirilmektedir. Bu tip davalar görülürken failler için asli ve tali kusur olmak üzere iki farklı şekilde değerlendirilmektedir. Buna göre taksirle ölüme neden olma suçunda 2 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası ön görülmüştür.

Ölümlü iş kazaları için tazminat davasının açılmasının yanı sıra, ceza davalarının açılması da mümkündür. Tali kusuru bulunan kişinin kanunda yer alan cezanın alt sınırdan ceza verilmektedir. Ölümlü iş kazasında asli kusurlu olan kişilerde ise yaşanan olaya göre verilecek cezanın alt sınırının üstünde bir ceza verilmesi mümkündür.

İş Kazalarında Dava Açma Süresi Ne Kadardır?

İş kazalarında dava açma süresi, söz konusu olayın yaşandığı tarihten itibaren 10 yıl olarak belirlenmiştir. İş kazasının neden olduğu ölüm ve yaralanmalar içinde aynı süreler geçerli olmaktır. İş kazasına bağlı olarak ölüm veya yaralanma sonucunda bir ceza davası açılmışsa, ceza davasının süresinin daha fazla olması durumunda tazminat davası içinde bu süre uygulanmaktadır.

İş kazası zamanaşımı süresi davaya konu olaya göre farklılık gösterebilir. Örneğin; taksirle iki kişinin ölümüne neden olan iş kazalarında ceza davasının zaman aşımı süresi 15 yıl olarak belirlenmiştir.

Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası – Yargıtay Kararları

İŞ KAZASI TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME SUÇU – GRİZU PATLAMASI – ONDOKUZ İŞÇİNİN OCAKTA MAHSUR KALDIĞI – NETİCEDEN OLASI KAST HÜKÜMLERİ UYARINCA SORUMLU TUTULMA GEREĞİ VE OLASI KASTLA ADAM ÖLDÜRME SUÇUNUN UNSURLARININ OLUŞTUĞU GÖZETİLMEDEN HÜKÜM KURULMASI – HÜKMÜN BOZULMASI.

ÖZET: B. ili M. K. P. ilçesi sınırları içinde bulunan B… A.Ş.’nin uhdesinde bulunan İR 16… (sicil 1…) sayılı ruhsat ve işletme sahasında faaliyet gösteren yer altı kömür ocağında grizu patlaması ile birlikte oluşan göçükler sonucunda on dokuz işçinin ocakta mahsur kaldığı, … günü saat ..’e kadar süren kurtarma çalışmaları sonucunda on dokuz işçinin de ölü olarak çıkarıldığı, yapılan otopsi sonucunda tamamında yanık yaraları olduğu, ancak on yedi işçinin karbonmonoksit zehirlenmesi, bir işçinin yanık ve karbonmonoksit zehirlenmesi ve bir işçinin ise patlamaya bağlı göçüğün travmatik etkisi ile öldüğünün tespit edilmiştir.

Defalarca yapılan tespitler ve uyarılara rağmen hatalı, eksik ve tehlikeli çalışma yöntemini sürdüren sanıkların kusurluluk düzeyinin taksir düzeyini aştığı, bu şekildeki çalışma ile grizu patlaması olabileceğini öngörmelerine rağmen, patlamayı gerçek anlamda engelleyici nitelikte bir çalışma yapmadıkları, aksine mevcut tehlikeli durumu gizlemek suretiyle, düşüncesi ile hatalı ve hileli faaliyetlerine devam ettikleri; bu nedenle gerçekleşen bu neticeden olası kast hükümleri uyarınca sorumlu tutulmaları gerektiği ve olası kastla adam öldürme suçunun unsurlarının oluştuğu gözetilmeden hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

TAKSİRLE ÖLÜME SEBEBİYET VERME İŞ KAZASI AÇIKLAMA

Yukarıdaki kararda Teknik bilirkişi olarak beyanları saptanan bilirkişiler M. D. ve İ. B. Cumhuriyet Savcılığında; İşletmenin fiziki şartlarının genel olarak iyi olmadığını, üretim, nakliyat, havalandırma bakımından madencilik uygulamaları açısından emniyet tedbirlerine yeterince uyulmadığını kanaat olarak belirtmişler, madende çalışan işçiler ise genel olarak sıcaklık ve havasızlık olduğunu, sıcaklığın insanı durduğu yerde terletecek kadar olup havasızlık nedeniyle zorlukla nefes aldıklarını, yaklaşık iki ay kadar önce çalışılan bölgenin yavaş yavaş çökmeye başladığını, bu nedenle ayrı bir nefeslik yapıldığını ancak bu nefesliğin kazanın olduğu yere temiz hava vermediğini, vantüple basılan kirli havanın tekrar aynı avantürle geri geldiğini, genellikle gaz ölçümünün yapılmadığını beyan etmişlerdir.

İş kazalarından kaynaklanan sorumluluğun hukuki ve cezai sorumluluk olmak üzere iki farklı başlık altında ele alınmakta olduğu, işçi, işveren ve üçüncü kişilerin sorumluluk koşulları ile bu sorumluluğun kapsamının, her sorumluluk türünün kendi ilkelerine uygun şekilde belirlendiği,

İŞ KAZALARINDA HUKUKİ SORUMLULUK

Hukuki sorumluluğun da anlamında ya da olmak üzere iki ana başlık altında ele alınmakta olduğu, 5510 sayılı Kanuna uygun olarak olay iş kazası olduğundan, sosyal güvenlik hukuku anlamındaki sorumluluk nedeniyle, SGK’nın ölen işçilerin yakınlarına yaptığı yardımların ilk peşin değerlerini kusuru oranında işverene rücu edebileceği hukuki ya da tazminat hukuku anlamındaki sorumluluğun sosyal güvenlik yapısından daha farklı nitelikte olduğu, konunun özünü kazalanan işçilerin işverenden ya da üçüncü kişilerden tazminat talep edip edemeyeceklerini oluşturduğu, muhatabın SGK değil zarar veren kişi olduğu, değerlendirmelerin sosyal güvenlik hukuku dışında kaldığı ve borçlar hukuku ve iş hukuku ilkeleri ile yapılmakla olduğu,

Dava konusu kazanın sebep olduğu bir diğer sorumluluğun da cezai sorumluluk olduğu, söz konusu sorumluluğun, kazaya neden olan eylemin, Türk Ceza Kanunu tarafından taksirli ölüme sebebiyet verme suçunu oluşturmasından kaynaklandığı (TCK m. 85), cezai sorumluluğun kusura dayalı şahsi bir sorumluluk türü olduğu (Anayasa m. 38), hukuksal sorumlulukta karşılaşılan kusursuz sorumluluk, müteselsil sorumluluk, başkasının davranışlarından sorumluluk gibi yapıların, ceza hukukunda uygulama alanı bulamayacağı, ceza hukukunda failin, sadece kusur olarak tanımlanabilecek nitelikteki kendi davranışlarından sorumlu tutulabileceği, taksirin, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla, bir davranışın suçun kanuni tanımında belirtilen neticesi öngörülmeyerek gerçekleştirilmesi olduğu, ceza hukuku kapsamındaki cezalandırmanın, tazminat gibi bir paranın mağdura verilmesinden farklı olduğu ve farklı ölçütler çerçevesinde geliştiği, cezalandırma için gerekli olan kusurluluğun, haksız fiil sorumluluğu için aranan kusurdan farklı olarak sübjektif ölçütler, yani faile ilişkin ve failce bilinen şartlar içinde belirlenmesini zorunlu kıldığı,

İŞ KAZASINDA BİLİRKİŞİ VE TEFTİŞ RAPORLARI

Dosya içindeki Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı teftiş raporlarının incelenmesinde; 20.02.1990 tarihli teftiş raporunda ocakta kullanılan elektrik kablolarının mevzuata uygun hale getirilmesi, tahkimatta kullanılan bağların kama sayılarının yetersizliği, ocaktaki yeraltı çalışmalarının yapıldığı yerlerin en az iki yolla yer üstüne bağlanması gerektiği, ocakta hava, metan, CO ve benzeri gibi gazları ölçmek üzere her türlü ölçüm aleti bulundurulacağı ve gerekli ölçümlerin yapılarak noterce onaylı deftere işlenmesi gerektiği bildirilmiş, şirket tarafından verilen cevapta ocaktaki gaz ölçüm cihazı ile ilgili olan noksanlığın en kısa zamanda giderilmeye çalışılacağı bildirilmiş ise de giderildiğine ilişkin yazıya rastlanmamış, 23-24.5.1990 tarihli raporda da yine gaz ölçüm cihazı bulunmadığı, işçilere CO maskesi verilmediği belirlenmiş, bu noksanlıkların tamamlanması için yapılan ihtara verilen cevapta yine bu noksanlıkların en kısa zamanda ikmal edileceği bildirilmiş, 17-18.6.1991 tarihli raporda işçilere CO maskesi verilmediği ancak daha önceki raporlarda belirtilen noksanlıkların ocağın faaliyetinin durdurulması nedeniyle hükümsüz kaldığı bildirilmiştir.

İstisnai bir kusurluluk şekli olan taksir, 5237 sayılı TCK’nın 22/2. maddesinde şeklinde tanımlanmıştır. Toplumsal yaşamda belli faaliyetlerde bulunan kimselerin başkalarına zarar vermemek için bir takım önlemler alması ve bazı davranış kurallarına uyma zorunlulukları bulunmaktadır. Bu kurallar toplum olarak yaşama zorunluluğundan doğabileceği gibi, Devletin müdahalesiyle de ortaya çıkabilmektedir. Taksirli suç, bu kuralların ihlal edilmesi sonucu belirir, fail tedbirli ve öngörülü davranmamış olduğu için cezalandırılır. Bu bakımdan sorumluluğun nedeni, öngörebilme imkân ve ödevinin varlığına rağmen sonuca iradi bir hareketle neden olmaktan kaynaklanmaktadır.

İŞ KAZASINDA TAKSİRİN UNSURLARI

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 25.03.2008 tarih ve 43-62; 01.02.2005 tarih ve 213; 23.03.2004 tarih ve 12-68; 09.10.2001 tarih ve 181-204; 21.10.1997 tarih ve 99-202 sayılı kararları başta olmak üzere, birçok kararında da vurgulandığı üzere, öğretide ve uygulamada taksirin unsurları;

1- Fiilin taksirle işlenebilen bir suç olması,

2- Hareketin iradiliği,

3- Neticenin iradi olmaması,

4- Hareketle netice arasında nedensellik bağının bulunması,

5- Neticenin öngörülebilir olmasına rağmen öngörülmemiş olması, şeklinde kabul edilmektedir.

Bilinçli taksir ise 5237 sayılı TCK’nın 22/3. maddesinde, olarak tanımlanmıştır. Taksir ile bilinçli taksir arasındaki ayırıcı ölçüt, taksirde failin öngörülebilir nitelikteki neticeyi öngörmemesi, bilinçli taksir halinde ise bu neticeyi öngörmüş olmasıdır. Bilinçli taksirde gerçekleşen sonuç, fail tarafından öngörüldüğü halde istenmemiştir. Gerçekten neticeyi öngördüğü halde, sırf şansına veya başka etkenlere, hatta kendi beceri veya bilgisine güvenerek hareket eden kimsenin tehlike hali, bunun öngörmemiş olan kimsenin tehlike hali ile bir tutulamaz; neticeyi öngören kimse, ne olursa olsun, bu neticeyi meydana getirecek harekette bulunmamakla yükümlüdür.

Failin suçun kanuni tanımındaki maddi unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen, hareketine devam etmesi ve fiilin olası sonuçlarını kabullenmesi halinde ise, diğer bi ifadeyle hareketinin belli bir neticeyi meydana getirebileceğini öngören failin, söz konusu hareketi yapmaktan kaçınmaması, demesi halinde muhtemel ya da olası kasttan bahsedilir. Olası kast halinde unsuru eksik olup, fail açısından icra ettiği fiilin amacına ulaşmak önemlidir. Fail bu amaca ulaşmak adına, muhtemel tehlikeli neticeleri göze almakta, hatta kabullenmektedir. Olası kastın unsurlarının oluştuğunun kabul edilebilmesi için;

İŞ KAZASINDA KASTIN UNSURLARI

1- Hareketin bilerek ve istenerek yapılması,

2- Suçun kanuni tanımındaki unsurlarının ve sonuçlarının gerçekleşebileceğinin öngörülmesi,

3- Netice öngörülmesine rağmen fiilin işlenmesi gerekir.

(111) Kez Görüntülendi

0 SORULAR

  1. LEVENT KARAAĞAÇ dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Acaba bu davayı avukatsız takip edebilirmiyim? Davanın dilekçe örneğini bulabilirmiyim..

  2. BEKİR TAMER dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Davanın şekli zamanı ve basarı olanağımız tam olarak nedir sizden bilgi rica edebilirmiyim…

  3. MAHSUM KARACA dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Size email olarak gönderdiğim davamda zaman aşımı söz konusumudur. teşekkürler….

  4. SARP PEYK dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası hukuk mahkemesine temyiz dilekçesi örneği varmıdır. Bana yardımcı olurmusunuz..

  5. NİSA KÖYBAŞI dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Sözleşme var nasıl bir yasal işlem başvurusunda bulunabilirim ikametim adana yalnız..

  6. UMMUHAN BURUŞ dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Sayın İlkay hukuk bürosu, bu davayı açmayı düşünüyorum..

  7. HAYRİYE ALTUNSU dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Davayı açma şartları nelerdir..

  8. GİZEM EKMEN dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Bu davada bir çok talebim oldu hiç bir şekilde sonuç alamadım bundan sonra ne yapılabilir.

  9. NİLAY ERDURAN dedi ki:

    Taksirle Ölüme Sebebiyet Verme İş Kazası Davada zaman aşımı süresi var mı? Dava zaman aşımı süresini belirtirseniz sevinirim..

AVUKATA SORU SOR

 

AVUKATA SORU SORUN

Bize Ulaşın




    [recaptcha]

    BİZE ULAŞIN

    İletişim Bilgileri