Sözleşme Uyarlama Davası

Sözleşme Uyarlama Davası Nedir Neden Açılır? Yapılan sözleşmelerde belli bir zaman sonra değişikliklerin meydana gelmesi mümkündür. Sözleşmede yapılan değişikliklerin iki tarafın da lehine olacak şekilde düzenlenmesi gerekir. Yani sözleşme sonucunda iki taraftan birinin hiçbir koşulda mağdur olmaması gerekir. Bu yüzden değiştirilen sözleşmelerin adaletli ve adil olması gerekir. Adil bir şekilde düzenlenmeyen sözleşmeler için dava açılarak hakların korunması garanti altına alınabilir.

Hangi Koşullar Gereklidir?

Alacaklı ile borçlu arasında imzalanan sözleşmenin belli bir süre sonra değiştirilme zamanı geldiğinde tarafların sözleşmeyi kendi çıkarları doğrultusunda düzenlemeleri sonucunda mağdur olan taraf yasal yollarla haklarını koruma altına alabilir. Borçlu olan taraf, mahkemeye gerekli sebepler ve deliller sunarak sözleşmenin yeniden düzenlenip uyarlanmasını talep eder. Mahkeme sebepleri ve talepleri inceledikten sonra sözleşmenin yeniden uyarlanması gerektiğine dair kararı verir.

Bunun sonucunda borçlu taraf yasal haklarını mahkemelerin yardımı ile kullanabilir. Borçlu tarafın sözleşmenin yeniden uyarlanmasını talep edebilmesi için hiçbir şekilde hatalı konumda olmaması gerekir. Bunun dışında sözleşmenin yeniden uyarlanması için borçlunun mahkemeye sözleşmenin değiştirilmesinden sonra mağdur olduğunu kanıtlayan deliller sunması gerekir. Bu doğrultuda borçlu taraf, mahkemeden sözleşmenin yeniden uyarlanmasını talep edebilir.

Sahip Olunan Haklar Nelerdir?

Borçlu taraf ile alacaklı arasında imzalanan sözleşmenin belli süreden sonra alacaklı tarafından kendi isteği doğrultusunda değiştirildiği zaman borçlu taraf mahkemeye başvuruda bulunarak zedelenen haklarını koruma altına almak için sözleşmenin yeniden uyarlanması gerektiğini isteyebilir. Bu talebini mahkemeye iletmeden önce borçlunun hiçbir şekilde alacaklı ile aralarında belli bir münakaşaya girmemesi gerekir. Borçlu taraf geçerli sebepler sunarak sözleşmenin yeniden uyarlanmasını mahkeme huzurunda isteyebilir. Daha sonra mahkeme dava dosyasını inceledikten sonra yeterli sebepler çerçevesinde borçlunun talebini onaylayarak değiştirilen sözleşmenin yeniden uyarlanması gerektiğini bildirir. Bu sayede her tarafın da eşit haklardan yararlanabileceği bir sonuca varılmış olur.

Sözleşme Uyarlama Dava Süreci

Sözleşmenin yeniden uyarlanması için açılan davada borçlu taraf, haklarını koruma altına alma şansını elde eder. Çünkü, yapılan her sözleşmede her iki tarafın da eşit haklar doğrultusunda sözleşmenin kurallarına uymaları gerekir. Eğer uygunsuz bir şekilde değiştirilen sözleşmelerde mağdur olan taraflar, mahkemelere giderek karşı taraftan hak talep ettilerse, mahkeme dava dosyasını inceleyerek kesin bir sonuca varır.

Davanın sonucunda her iki tarafın da eşit konumda olabilmeleri için sözleşmenin yeniden uyarlanması kararı verilir. Bu karar doğrultusunda mahkeme tarafından yeniden bir sözleşme yapılarak her iki tarafın hakları eşit hale getirilir. Ayrıca sözleşmenin yeniden uyarlanması için açılacak davanın süresinin geçirilmemesi gerekilir. Süresi geçmiş olan başvurular hiçbir şekilde mahkeme tarafından kabul edilemez ve gerekli işlemler yapılamaz.

Bu yüzden mağdur tarafın verilen süre içerisinde sözleşmeyi yeniden uyarlama davasını açmak için başvuruda bulunması gerekir. Böylece mağdur olan taraf sunduğu sebepler ile mahkemenin sonucunda istediği hakkı elde edebilir.

Sözleşme Uyarlama Davası

YARGITAY IŞIĞINDA: SÖZLEŞME UYARLAMA DAVASI

Sözleşmenin Uyarlanmasında,  uyarlamanın koşullarından olan öngörülmezlik unsuru ilk naşta gelmektedir.

Bu noktada, kurulmuş bir sözleşmede sonradan ortaya çıkan bazı olgular nedeniyle değişiklik yapılabilmesi, bugün çağdaş tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen, beklenmeyen hal (Emprevizyon) veya Clausula Rebus Sic Stantibus Kuramının koşullarının gerçekleşmiş olması halinde mümkün görülmektedir. Bu kuramın, borçlunun şartları ne olursa olsun mutlaka akde sadık kalmasını zorunlu gören, bir bakıma artık eskimiş olarak nitelendirilebilecek Ahde Vefa veya Pacta Sunt Servanda Kuramını sınırlamak için konulduğu benimsenmektedir.

Beklenmeyen hal (Emprevizyon) kuramı, şöyle açıklanmaktadır: “Akit yapıldığı sırada mevcut bulunan şartlar önemli surette değişmişse taraflar akitle bağlı olmamalıdır. Buna “Clausula Rebus Sic Stantibus” (Beklenmeyen Hal Şartı) denmektedir. Bu görüş öğretide “Emprevizyon Teorisi” adıyla anılmaktadır. Öğretide, sözleşmenin, yapıldığı andaki durumun değişmeyeceği şeklindeki bir zımni kabul ile yapıldığı, aynen uygulanmasının taraflarca bu zımni şarta bağlı tutulduğu varsayılmaktadır (Tekinay /Akman/ Burcuoğlu/Altop, Borçlar Hukuku, Genel Hükümler, 7.Bası İst. 1993. s. 1005).

Akitlerin ifasını şartların değişmemesine bağlayan (Clasula Rebus Sic Stantibus) fikri gerçeğe tam olarak uygun değilse de, ahde vefa prensibine kesin ve sıkı sıkıya bağlılığında her zaman adil olmadığı görülmektedir. Bugün İsviçre-Türk Hukukunda çoğunlukla dayanılan esas, uyuşmazlıklara dürüstlük kuralı uyarınca çözüm bulunmasıdır (Prof.Dr.Kemal Oğuzman, Borçlar Hukuku Dersleri,Cilt 1, 4.Bası, İst.1987, s. 123; Prof.Dr.Rona Serozan, Borçlar Hukuku, Genel Bölüm, İfa, İfa Engelleri, Haksız Zenginleşme 3.Cilt, İst. 1994, s. 164; İbrahim Kaplan, Hakimin Sözleşmeye Müdahalesi, Ank.1987, S.112, Prof. Dr.Haluk Burcuoğlu, Hukukta Beklenmeyen Hal ve Uyarlama, İst. 1995 S.4. İsviçre Hukuku için Bkz.Eugen Bucher, Schweizer lsch’es Obligationenrecbt Allgemeiner Teil, 2.Bası, Zürich 1988, s.385 vd. Henri Deschenaux, Le Titre Preliminaire Du Code Civil,Fribourg 1969, S. 183).

HUKUK AÇISINDAN SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI

Mukayeseli Hukuk açısından konu irdelediğinde; Alman Hukukunda Beklenmeyen Hal veya Clausula Rebus Sic Stantibus kuramının daha da somutlaştırılarak kabul edildiği ve İşlem Temelinin Çökmesi Kuramı olarak adlandırılan bir kuramın geliştirildiği görülmektedir. Buna göre, sözleşmenin temelini teşkil eden, kendisi üzerine anlaşmanın dayandığı ve karşılıklı edimlerin tayin olunduğu edim ve karşı edim arasındaki dengenin taraflardan biri için artık çekilmez, katlanılamaz biçimde bozulduğu hallerde, işlem temelinin çökmesi söz konusu olacaktır (Bkz.Jozef Esser/Elke Schmidt, Schuldrecht,Band 1, Allgemeiner Teil,Heidelberg 1984 s.330 vd, Serozon age.s.164 vd).

İSVİÇRE HUKUKUNDA SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI

İsviçre Hukukuna gelince; Yargıcın bir sözleşmenin dönme ya da fesih suretiyle ortadan kalktığını veya Emprevizyon nedeniyle sözleşmenin uyarlanması gerektiğini kabul edebilmesi için, şu koşulların varlığı aranmaktadır:

a) Öngörülmez bir dış olayın sebep olması: Söz konusu dış olay, bir kişi olayı olmamalıdır. Diğer taraftan bu olay öngörülemez olmalı ve sözleşmenin dengesi, yargıçtan müdahale talep eden tarafın kusurundan kaynaklanmaksızın bozmuş olmalıdır.

b) Sözleşme ekonomisinin bozulması: Yargıç, yalnızca sözleşme henüz ifa edilmediği takdirde Emprevizyon Kuramı çerçevesinde müdahale edebilir. Öngörülemez olgular, taraflar arasındaki dengeyi bozmuş olmalıdır. Bu hal özellikle sinallagmatik sözleşmelerde, edim ve karşı edim arasındaki ilişkinin bozulmasında söz konusu olur.

c) Objektif olarak katlanılması beklenebilecek rizikonun aşılmış olması gerekir. Federal Mahkeme içtihatlarında denge bozukluğunun önemli, açık ve aşırı olması aranmaktadır. Bu nedenle, her somut olayda, objektif bir değerlendirme ile, emprevizyon kuramını ileri süren tarafın üstlenmesi gereken azami rizikonun belirlenmesi gerekir. Eğer bu riziko aşılmışsa, yargıç sözleşmeye el atabilecektir (Bkz.Henri Deschenaux a.g.e s.189-190).

Türk hukukunda, mehaz kanundaki uygulamalar doğrultusunda, M.K.nun 2. maddesinden de esinlenilerek, hem Clausula Rebus Sic Stantibus ilkesi, hem de İşlem Temelinin çökmesi kuramı uygulanmak suretiyle, uyarlanma davalarının görülebilir olduğu benimsenmiştir. İşlem Temelinin Çökmesi kavramının uygulanabilmesi için, sonradan meydana gelen değişikliklerin önceden teşhis ve tahmin edilememiş olması gerekir (Bkz.Prof Dr.Kemal Tahir Gürsoy, Hususi Hukukta Clausula Rebus Sic Stantibus, Emprevizyon Nazariyesi 1950 s.59-60).

BORÇLAR KANUNUNA GÖRE SÖZLEŞMENİN UYARLANMASI

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun “Aşırı İfa Güçlüğü” başlıklı 138. Maddesinde, “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.

Bu madde hükmü yabancı para borçlarında da uygulanır.” şeklinde bir düzenlemeye yer verilmiştir.

İşlem Temelinin Çökmesi ilkesinin somut olaya ne şekilde uygulanacağı hususu da irdelenmelidir. Yukarıda anıldığı gibi, uyarlama kurallarının uygulanması için öngörülmez bir dış olayın meydana gelmesi gerekir.

Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde Vefa-Pacta Sund Servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. Eş söyleyişle, sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan çıkan olaylar nedeni ile değişmiş olsa bile, borçlu sözleşmedeki edimini aynen ifa etmelidir. Gerçekten de sözleşmeye bağlılık ilkesi, hukuki güvenlik, doğruluk, dürüstlük kuralının bir gereği olarak sözleşme hukukunun temel ilkesini oluşturmaktadır. Ancak bu ilke, özel hukukun diğer ilkeleriyle sınırlandırılmıştır.

Sözleşme yapıldığında karşılıklı edimler arasında mevcut olan denge sonradan şartların olağanüstü değişmesiyle büyük ölçüde tarafların biri aleyhine katlanılamayacak derecede bozulabilir. İşte bu durumda sözleşmeye bağlılık ve sözleşme adaleti ilkeleri arasında bir çelişki ortaya çıkar ve artık bu ilkeye sıkı sıkıya bağlı kalmak adalet, hakkaniyet ve objektif iyiniyet (M.K. md.4,2) kurallarına aykırı bir durum yaratır hale gelir. Hukukta bu zıtlık (Clausula Rebüs Sic Stantibus-Beklenmeyen hal şartı-sözleşmenin değişen şartlara uydurulması) ilkesi ile giderilmeye çalışılmaktadır.

Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra çok önemli surette, çarpıcı ve öngörülemez biçimde adaletsizliğe yol açan olayların gerçekleşmesi ile değişmişse, taraflar artık o akitle bağlı tutulmazlar. Değişen bu koşullar karşısında M.K. 2.maddesinden yararlanılarak sözleşmenin yeniden düzenlenmesi zorunluluğu doğar.

Sözleşmenin edimleri arasındaki dengeyi bozan olağanüstü hallere harp, ülkeyi sarsan ciddi ekonomik krizler, enflasyon grafiğindeki ani ve aşırı yükselmeler, şok devalüasyon, para değerinin önemli ölçüde düşmesi gibi, sözleşmeye bağlılığın beklenemeyeceği durumlar örnek olarak gösterilebilir.

Karşılıklı sözleşmelerde edimler arasındaki dengenin olağanüstü değişimler yüzünden alt üst olması, borcun ifasının önemli ölçüde güçleşmesi durumunda <İŞLEM TEMELİNİN ÇÖKMESİ> gündeme gelir. İşte bu durumda hakim, somut olayın verilerine göre alacaklı yararına borçlunun edimini yükseltmeye veya borçlu yararına onun tamamen veya kısmen edim yükümlülüğünden kurtulmasına karar verilebilir ve sözleşmeye müdahale ederek sözleşmeyi değişen koşullara uyarlar.

Sözleşmenin yeni durumlara uyarlanması yapılırken önce sözleşmede, daha sonra kanunda bu hususta intibak hükümlerinin bulunup bulunmadığına bakılır. Sözleşmede ve kanunda hüküm bulunmadığı takdirde sözleşmenin değişen hal ve şartlara uydurulmasının gerekip gerekmeyeceği incelenir. Bazen de sözleşmede olumlu ve olumsuz intibak kaydı bulunmakla beraber, bu kayda dayanılarak sözleşmenin kayıtla birlikte aynen uygulanmasını talep etmek MK.md.2/2 hükmü anlamında hakkın kötüye kullanılması anlamına gelebilir. Böyle bir durumda sözleşmedeki intibak kaydına rağmen edimler arasında aşırı bir nispetsizlik çıkmışsa uyarlama yine yapılmalıdır. İşlem temelinin çöküşüne ilişkin uyuşmazlıkların giderilmesinde kaynak olarak M.K.’nun 1,2 ve 4.maddelerinden yararlanılacaktır. İşlem temelinin çöktüğünün dikkate alınması dürüstlük kuralının gereğidir. Diğer bir anlatımla durumun değişmesi halinde sözleşmede ısrar etmek dürüstlük kuralına aykırı bir tutum olur. Değişen durumların, sözleşmede kendiliğinden bulunan sözleşme adaletini bozması halinde, taraflar öngörülemeyen bu haller için bir tedbir almadıklarından, sözleşmede bir boşluk vardır. Bu boşluk sözleşmenin anlamına ve taraf iradelerine önem verilerek yorum yolu ile ve dürüstlük kuralına uygun olarak doldurulur. (M.K.md. 1) Bu yönteme sözleşmenin yorum yoluyla düzeltilmesi veya değişen hal ve şartlara uyarlanması denilir.

Uyarlama daha çok uzun ve sürekli borç ilişkilerinde söz konusu olur.

Sözleşmeye müdahale için, gerekli koşullara gelince; Sözleşme kurulduktan sonra ifası sırasında ortaya çıkan olaylar olağanüstü ve objektif nitelikte olmalıdır. Yine değişen hal ve şartlar nedeni ile tarafların yüklendikleri edimler arasındaki denge aşırı ölçüde ve açık biçimde bozulmuş olmalıdır. Uyarlama isteyen davacı fevkalade hal ve şartların ortaya çıkmasına kendi kusuru ile sebebiyet vermemelidir. Değişen hal ve şartlar taraflar bakımından önceden öngörülebilir; beklenebilir; olağan ve hesaba katılabilen nitelikte olmamalı veya olaylar, öngörülebilir olmakla beraber bunların sözleşmeye etkileri kapsam ve biçim bakımından bu derece tahmin edilmemelidir. (Bkz. Doç.Dr.İbrahim Kaplan Hakimin Sözleşmeye Müdahalesi Ankara-1987 sh.152.- vd; Hatemi/SEROZAN/Arpacı Borçlar Hukuku Özel Bölüm 1992 sh., 186 vd).

6 SORULAR

  1. ALİRIZA ÇUHACI dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Makalede belirttiğiniz dava Nasıl açılır? Süreci Hakkı’nda bilgi verirmisiniz.

  2. ERDAL EDİZ dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Sayın avukat Mevcut davanın açma şartları nelerdir.?

  3. MESUT CEVİZCİ dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Davayı ben hangi mahkemede açabilirim.. Davanın yetkili mahkemesi neresidir.. Saygılarımla.

  4. ZEKİYE OZULU dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Bu konu Hakkında güncel Yargıtay kararlarına ihtiyacım var, yardımcı olurmusunuz.

  5. AYLA KARAASLAN dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Bu duruma karşılık olarak dava açmak istiyorum.

  6. IRAZ ÜZMEZ dedi ki:

    Sözleşme Uyarlama Davası Davayı açma şartları nelerdir..

MESUT CEVİZCİ için cevap yaz

 

AVUKATA SORU SORUN

Bize Ulaşın




[recaptcha]

BİZE ULAŞIN

İletişim Bilgileri