Eşe Karşı Hırsızlık Suçu Oluşabilir Mi?

Eşe Karşı Hırsızlık Suçu Oluşabilir Mi? Eşler arasında hırsızlık suçu, evlilik birliğinin devam ettiği dönemde genellikle suç olarak kabul edilmez. Çünkü Türk Ceza Kanunu’na göre eşlerin ortak yaşam alanındaki mallar üzerinde birlikte tasarruf hakkı vardır. Ancak eşlerden biri diğerinin kişisel malını veya üçüncü kişiye ait olan eşyayı rızası dışında alırsa hırsızlık suçu gündeme gelebilir. Boşanma davası açıldıktan veya fiilen ayrı yaşamaya başlandıktan sonra ise eşler arasında hırsızlık suçu daha kolay oluşabilir.

Hırsızlıkla suçlanan kişi ne yapmalı?

Hırsızlıkla suçlanan kişi öncelikle savunma hakkını etkin şekilde kullanmalı ve kendisini doğru delillerle savunmalıdır. Bu süreçte:

Olay anına dair kamera kayıtları, tanık beyanları, telefon konum bilgileri,

Malın kendisine ait olduğunu veya rızayla verildiğini gösteren belgeler,
en önemli savunma araçlarıdır. Ayrıca kişi, mutlaka bir ceza avukatından hukuki destek almalı, ifadesini avukat eşliğinde vermelidir.

Hırsızlıktan 5 yıl ceza alan ne kadar yatar?

Hırsızlık suçundan verilen 5 yıl hapis cezasının infaz süresi, infaz yasasına göre hesaplanır. Türkiye’de koşullu salıverme oranı genellikle yarı oran (%50) üzerinden uygulanır. Bu durumda 5 yıl ceza alan bir kişi yaklaşık 2 yıl 6 ay cezaevinde kalır. Eğer disiplin suçu işlemez ve iyi halli kabul edilirse, denetimli serbestlik hükümlerinden yararlanarak daha erken tahliye edilmesi de mümkündür.

Hırsızlıkta delil yoksa ne olur?

Hırsızlık suçunun ispatı için mutlaka kesin ve inandırıcı deliller gerekir. Kamera görüntüsü, tanık beyanı, parmak izi, çalıntı eşyanın bulunması gibi deliller olmadan mahkeme yalnızca şüpheye dayanarak ceza veremez. Ceza yargılamasında “şüpheden sanık yararlanır” ilkesi geçerli olduğundan, yeterli delil bulunmazsa sanık beraat eder.

YARGITAY: Eşe Karşı Hırsızlık Suçu Oluşabilir Mi?

T.C YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2013 / 4-1005 Karar: 2014 / 536 Karar Tarihi: 16.04.2014

MANEVİ TAZMİNAT DAVASI – HAKSIZ ŞİKAYET NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ – TARAFLAR MAHKEMEYE HUKUKİ SEBEP BİLDİRMEK ZORUNDA OLMAYIP VAKIALARIN HUKUKİ NİTELİĞİNİ BELİRLEMENİN HAKİME DÜŞEN BİR ÖDEV OLUŞU – DİRENME KARARI BOZULMASI

ÖZET: Somut olayda, davacının iş bu davaya konu yaptığı şikayet olayını taraflar arasında daha önce görülen ve sonuçlanan boşanma davasında manevi tazminat talebine dayanak yaptığı ve mahkemece bu talep reddedilerek verilen kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bir davanın ikinci kez görülebilmesi için, dava sebeplerinin aynı olmaması gerekir. Dava sebebinden maksadın, hukuki sebepler değil, bilakis davanın dayanağı olan olaylar ve olgulardır. Çünkü taraflar mahkemeye hukuki sebep bildirmek zorunda olmayıp, vakıaların hukuki niteliğini belirlemek, Türk hukukunu kendiliğinden uygulamakla yükümlü olan hakime düşen bir ödevdir. Hukuk Genel Kurulunca da uygun bulunan, Özel Dairenin bozma kararına uyulması gerekirken, davanın kısmen kabulüne ilişkin önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle, direnme kararı bozulmalıdır.