Kentsel Dönüşüm Davaları ve İtirazlar Nedir? Kentsel Dönüşüm Davaları Nelerdir, Nasıl Açılır? 2026 Ankara Güncel Hukuki Rehber.
Türkiye’de şehirleşme hızla artarken, eski ve riskli yapıların yenilenmesi amacıyla uygulanan kentsel dönüşüm süreci, milyonlarca vatandaşı doğrudan ilgilendiren bir konudur. Ancak bu süreç, her zaman sorunsuz ilerlemez.
Kimi zaman maliklerin anlaşamaması, kimi zaman da değer tespitinde yaşanan adaletsizlikler nedeniyle kentsel dönüşüm davaları açılmaktadır.
2026 yılı itibarıyla yürürlükte olan 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun, bu süreçte hem maliklerin hem de kamu kurumlarının hak ve yükümlülüklerini belirler.
Kentsel Dönüşüm Nedir?
Kentsel dönüşüm, riskli yapıların veya alanların tespit edilerek yıkılması ve yenilenmesi sürecidir. Amaç, depreme dayanıklı, güvenli ve yaşanabilir alanlar oluşturmak, can ve mal güvenliğini korumaktır.
Bu süreç üç ana aşamadan oluşur: Riskli yapı tespiti, Yıkım ve tahliye işlemleri, Yeni yapının inşası ve mülkiyetin paylaşımı. Her aşamada taraflar arasında uyuşmazlık çıkma ihtimali vardır. İşte bu noktada kentsel dönüşüm davaları devreye girer.
Kentsel Dönüşüm Davası Nedir?
Kentsel dönüşüm davası, 6306 sayılı kanun kapsamında yapılan işlemlere karşı malikler veya kiracılar tarafından açılan itiraz ve iptal davalarıdır. Bu davalar, genellikle şu sebeplerle gündeme gelir:
Riskli yapı tespitine itiraz, Değer tespitine itiraz (daire paylaşımında adaletsizlik iddiası), Yıkım kararına itiraz, Tahliye sürecine karşı dava, 2/3 çoğunlukla alınan kararların iptali, Arsa payı oranına itiraz.
Kısacası, kentsel dönüşüm sürecinde hukuka aykırı bir işlem yapıldığı düşünülüyorsa, bu işlemin iptali için dava açılabilir.
Riskli Yapı Tespit Raporuna İtiraz Nasıl Yapılır? Süre ve Prosedür Nedir?
Riskli yapı tespit raporuna itiraz, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun uyarınca mümkündür. Yapılan tespitten sonra bina maliklerine tebligat yapılır ve bu tarihten itibaren 15 gün içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne itiraz edilebilir.
İtiraz dilekçesiyle birlikte, bağımsız teknik raporlar ve fotoğraflar sunulmalıdır. Başvuru, Bakanlık bünyesindeki teknik heyet tarafından 15 gün içinde değerlendirilir. Eğer itiraz reddedilirse karar kesinleşir ve bina yıkım süreci başlar. Ancak malikler, bu karara karşı idare mahkemesinde iptal davası da açabilir.
Kentsel Dönüşüm Kararına Karşı Açılacak İptal Davası Ne Zaman ve Hangi Mahkemede Yapılır?
Kentsel dönüşüm kararına karşı iptal davası, kararın tebliğinden itibaren 30 gün içinde açılmalıdır. Dava, idari bir işlem niteliğinde olduğu için idare mahkemelerinde görülür. Davacı, dönüşüm kararının hukuka aykırı olduğunu, usul veya teknik açıdan eksiklikler bulunduğunu gerekçelendirmelidir. Özellikle riskli yapı tespiti, arsa payı oranları veya yıkım kararı hatalı düzenlendiyse iptal davası başarıyla sonuçlanabilir. Dava dilekçesiyle birlikte yürütmenin durdurulması da istenebilir. Böylece dava sonuçlanana kadar binanın yıkımı veya yeni proje uygulaması geçici olarak durdurulabilir.
Malik Olmayan Kiracı veya Rehin Hakkı Sahibi Kentsel Dönüşüm Sürecinde İtiraz Edebilir mi?
Evet, kiracılar veya rehin hakkı sahipleri de sınırlı ölçüde itiraz hakkına sahiptir. Malik olmamakla birlikte, riskli yapı tespiti sonrasında tahliye ve taşınma sürecinde mağduriyet oluşuyorsa, kiracılar taşınma yardımı ve kira desteği talep edebilir. Ayrıca iptal davası doğrudan malikler tarafından açılsa da, kiracılar menfaat ihlali gerekçesiyle müdahil olarak sürece katılabilir. Rehin hakkı sahipleri (örneğin bankalar) de taşınmaz üzerindeki menfaatleri nedeniyle yıkım veya satış işlemlerine karşı hukuki başvuruda bulunabilir. Yargı, bu tür üçüncü kişilerin menfaatini de koruma eğilimindedir.
Kentsel Dönüşümde Arsa Paylarının Yeniden Hesaplanması, Çoğunluk Kararı ve Azınlık Hakları Nedir?
Kentsel dönüşüm sürecinde arsa payları, tapu kayıtları ve bağımsız bölüm değerlerine göre serbest değerleme uzmanı tarafından yeniden hesaplanır. Dönüşüm kararları, maliklerin üçte iki çoğunluğu ile alınır. Bu çoğunluk sağlanmadan yapılan işlemler geçersiz sayılır. Azınlıkta kalan maliklerin hakları ise bedel tespiti veya pay devri yoluyla korunur. Üçte iki çoğunlukla alınan karar sonrası azınlık malik payını satmazsa, ihale yoluyla satış yapılabilir. Ancak bu durumda azınlık malik, satış bedelinin düşük olduğunu iddia ederek mahkemede bedel tespiti davası açabilir.
Riskli Alan İlan Edilen Bölgede Yaşayan Hak Sahipleri İçin Kira Yardımı, Taşınma Desteği Gibi Haklar Nelerdir?
Riskli alan ilan edilen bölgelerde yaşayan hak sahipleri, Bakanlık tarafından sağlanan kira yardımı ve taşınma desteği imkanlarından yararlanabilir. Malikler, başvuru sonrası 18 aya kadar kira yardımı alabilir. Kiracılar ise bir defaya mahsus taşınma desteği ödemesiyle desteklenir.
Başvuru, e-Devlet veya il müdürlüğü aracılığıyla yapılır. Ayrıca engelli, yaşlı veya dar gelirli vatandaşlara ek destek programları da uygulanmaktadır. 2026 yılı itibarıyla kira yardım miktarları büyükşehirlerde aylık 8.000–12.000 TL aralığındadır. Kira yardımı, sadece yıkım kararı kesinleşen yapılar için verilir.
Yıkım Kararı Alınan Binada Ertelenme veya Yürütmenin Durdurulması Nasıl Sağlanır?
Yıkım kararı sonrası maliklerin en çok başvurduğu yöntem yürütmenin durdurulması talebidir. Bu talep, idare mahkemesinde iptal davası açılarak yapılır. Mahkeme, binanın gerçekten riskli olup olmadığını değerlendirmek için bilirkişi incelemesi talep edebilir. Eğer teknik raporlarda çelişki varsa, mahkeme geçici olarak yıkım işlemini durdurabilir. Bu süreçte maliklerin, alternatif teknik rapor ve fotoğraf gibi somut delilleri sunması gerekir. Yürütmenin durdurulması kararı, binanın hemen yıkılmasını önleyerek mal sahiplerine ek zaman kazandırır.
Kentsel Dönüşüm Sürecinde Müteahhit Sözleşmesi Hazırlanırken Hangi Hukuki Dikkatler Olmalı?
Kentsel dönüşümde müteahhit ile yapılacak kat karşılığı inşaat sözleşmesi, en kritik aşamalardan biridir. Sözleşmede mutlaka teslim tarihi, bağımsız bölüm paylaşımı, gecikme cezaları, teminat, iflas ve fesih şartları açıkça belirtilmelidir. Tapuya şerh verilmesi, ileride doğabilecek hak kayıplarını önler. Ayrıca müteahhitin teknik yeterlilik belgesi, finansal gücü ve geçmiş projeleri mutlaka incelenmelidir. 2026 yılı uygulamalarında, noter onaylı sözleşme ve banka teminat mektubu artık fiilen zorunlu hale gelmiştir. Bu önlemler, malikleri ileride olası iflas ve gecikmelere karşı korur.
Riskli Yapı Tespit Masrafları Kim Tarafından Ödenir? Hangi Durumda Malik Sorumludur?
Riskli yapı tespit masrafları genellikle malikler tarafından karşılanır. Ancak binanın yıkım kararı Bakanlık veya belediye eliyle alınmışsa, bu durumda ilk etapta kamu bütçesinden karşılanabilir; daha sonra maliklerden tahsil edilir. Eğer tespiti bina yönetimi veya çoğunluk kararıyla yaptırılmışsa, giderler kat maliklerinin arsa payı oranına göre bölüştürülür. Maliklerin itirazı haksız bulunursa, masraflar da yine maliklere aittir. 2026 yılı tarifesine göre, yapı tespiti ortalama 15.000–30.000 TL arasında değişmektedir. Masraflar ileride kira yardımı veya dönüşüm kredisiyle mahsup edilebilir.
Kentsel Dönüşüm Sürecinde İtiraz Süresi Kaç Gündür? Süre Kaçırılırsa Ne Olur?
Riskli yapı tespitine karşı itiraz süresi 15 gün, idari kararlara karşı dava açma süresi ise 30 gündür. Bu süreler hak düşürücü niteliktedir; yani süresi geçerse itiraz hakkı kaybolur. İtiraz, tebliğ tarihinden itibaren başlar. Süresi içinde itiraz edilmezse yapı tespiti kesinleşir ve yıkım süreci başlatılır. Ancak hak kaybı yaşayan malik, çok istisnai durumlarda “yok hükmünde işlem” iddiasıyla yeni dava açabilir. 2026 yılı itibarıyla, sürelerin e-Devlet üzerinden tebliğ tarihine göre hesaplanması kolaylaşmıştır. Süreyi kaçırmamak için itiraz dilekçesi uzman avukatla hazırlanmalıdır.
Kentsel Dönüşüm Kararına Katılmayan Maliklerin Hakları Nelerdir? Hissedarlık Devri, Tazminat Gibi Hukuki Yollar Var mı?
Kentsel dönüşüm kararına katılmayan malikler, azınlık malik konumundadır. Üçte iki çoğunlukla alınan karara katılmayan maliklerin payı, öncelikle diğer malikler tarafından satın alınabilir. Satış gerçekleşmezse, pay açık artırma yoluyla üçüncü kişilere devredilir. Ancak malik, satış bedelinin gerçek değerin altında olduğunu düşünüyorsa bedel tespiti ve iptal davası açabilir. Ayrıca malikin, dönüşüm sürecinde kira yardımı ve geçici konut hakkı devam eder. 2026 yılı Yargıtay kararlarına göre, azınlık maliklerin rızası olmadan yapılan imar değişiklikleri geçersiz sayılmaktadır.
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası – Emsal Kararlar
YARGITAY KARARI: KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDENİYLE ALACAK DAVASI YETKİLİ MAHKEME
T.C. YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2014/47546 Karar: 2015/1720 Karar Tarihi: 28.01.2015
ALACAK DAVASI – İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞU GÖZETİLEREK YARGI YOLU NEDENİYLE DAVA DİLEKÇESİNİN USULDEN REDDİNE KARAR VERİLMESİ GEREĞİ – İŞİN ESASINA GİRİLEREK KARAR VERİLMİŞ OLMASININ İSABETSİZLİĞİ
ÖZET: Mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. (2709 S. K. m. 125) (2577 S. K. m. 2)
Dava, davacı ile davalı belediye arasında Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan gecekonduya, müştemilat ve ağaç bedellerinin tamamına takdir edilen bedelin eksik ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Eldeki davada öncelikle çözülmesi gereken sorun, davanın görüm ve çözüm yerinin İdari Yargı Mahkemelerine mi, yoksa Adli Yargı Mahkemelerine mi ait olduğu hususudur. Bu itibarla idari işlem ve idari eylemin kapsamının ne olduğunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası
İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Anayasanın 125’inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Uygulama ve öğreti’de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, “idari işlem”; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, “idari eylem” olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, 2981 sayılı Yasa uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat, tahliye, arsa payı tahsisi gibi bireysel işlemlerin, “idari işlem”; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı açıktır.
Bu durumda, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında idarece kamu gücüne dayanılarak, re’sen ve tek yanlı şekilde tesis edilen arsa payı tahsis işlemi nedeniyle açılan davanın, imar hukuku ilkeleri ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-bmaddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 2.6.2014 gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve 2014/712-768 sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın bozulmasına, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.01.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi. Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası
YARGITAY KARARI: KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDENİYLE ALACAK DAVASI YETKİLİ MAHKEME
T.C. YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2014/39249 Karar: 2014/41831 Karar Tarihi: 30.12.2014
ALACAK DAVASI – KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ ÇERÇEVESİNDE TAKDİR EDİLEN BEDELİN EKSİK ÖDENDİĞİ İDDİASI – İDARİ YARGI YERİNİN GÖREVLİ OLDUĞU GÖZETİLEREK YARGI YOLU NEDENİYLE DAVA DİLEKÇESİNİN USULDEN REDDİ GEREĞİ – HÜKMÜN BOZULDUĞU
ÖZET: Dava, davacı ile davalı belediye arasında Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan gecekonduya, müştemilat ve ağaç bedellerinin tamamına takdir edilen bedelin eksik ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir. Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası
(2709 S. K. m. 125) (2577 S. K. m. 2) (UYM. MAH. 02.06.2014 T. 2014/279 E. 2014/626 K.) (UYM. MAH. 14.07.2014 T. 2014/712 E. 2014/768 K.)
YARGITAY KARARI: KENTSEL DÖNÜŞÜM PROJESİ NEDENİYLE ENKAZ VE YIKIM BEDELİ ALACAK DAVASI
T.C. YARGITAY 13.Hukuk Dairesi Esas: 2014/47550 Karar: 2015/1722 Karar Tarihi: 28.01.2015
ALACAK DAVASI – UYGULAMAYA KONULAN KENTSEL DÖNÜŞÜM VE GELİŞİM PROJESİNİN UYGULAMAYA KONULDUĞU – KAMU GÜCÜNE DAYANILARAK RESEN VE TEK YANLI ŞEKİLDE TESİS EDİLEN ARSA PAYI TAHSİS İŞLEMİ NEDENİYLE AÇILAN DAVA – DAVANIN İDARİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESİ GEREĞİ
ÖZET: İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında idarece kamu gücüne dayanılarak, re’sen ve tek yanlı şekilde tesis edilen arsa payı tahsis işlemi nedeniyle açılan davanın, imar hukuku ilkeleri ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir. (2709 S. K. m. 125) (2577 S. K. m. 2) (UYM. MAH. 02.06.2014 T. 2014/279 E. 2014/626 K.) (UYM. MAH. 14.07.2014 T. 2014/712 E. 2014/768 K.)
Karar: Davacı Yeni Mamak Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu ve buna bağlı yönetmelik ile belediye meclisi kararına dayanarak evini kendisine konut verilmesi karşılığında davalı belediyeye devrettiğini 7554 numaralı kıymet takdir komisyonu raporunda bina, müştemilat ve ağaç bedelinin 9915 TL olarak belirlendiğini, davalının bu bedelin tamamını ödemesi gerekirken sadece enkaz bedeli ödediğini ileri sürerek fazlası saklı kalmak üzere 2000 TL’nin tahsilini istemiş, ıslah dilekçesi ile talebini 7832 TL’na çıkarmıştır.
1-Dava, davacı ile davalı belediye arasında Kentsel Dönüşüm Projesi çerçevesinde imzalanan sözleşme uyarınca, arsa üzerinde bulunan gecekonduya, müştemilat ve ağaç bedellerinin tamamına takdir edilen bedelin eksik ödendiği iddiasıyla açılmıştır. Eldeki davada öncelikle çözülmesi gereken sorun, davanın görüm ve çözüm yerinin İdari Yargı Mahkemelerine mi, yoksa Adli Yargı Mahkemelerine mi ait olduğu hususudur. Bu itibarla idari işlem ve idari eylemin kapsamının ne olduğunun açıklığa kavuşturulması zorunludur.
İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi, bakım ve onarımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Anayasanın 125’inci maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2’nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava türleri arasında sayılmıştır.
Uygulama ve öğreti’de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemler, “idari işlem”; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizlikleri de, “idari eylem” olarak tanımlanmaktadır.
Bu tanıma göre, idarelerin 3194 sayılı İmar Kanunu uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları, kentsel dönüşüm ve gelişim projeleri, 2981 sayılı Yasa uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat, tahliye, arsa payı tahsisi gibi bireysel işlemlerin, “idari işlem”; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı açıktır.
Bu durumda, idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu Kentsel Dönüşüm ve Gelişim Projesinin uygulanması sırasında idarece kamu gücüne dayanılarak, re’sen ve tek yanlı şekilde tesis edilen arsa payı tahsis işlemi nedeniyle açılan davanın, imar hukuku ilkeleri ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında idari yargı yerince çözümlenmesi gerekmektedir.
Dava konusu taşınmazın söz konusu proje kapsamında kaldığı ve dava konusu uyuşmazlığın, davacının yapısına karşılık kıymet takdir komisyonu raporu ile saptanan bedelin eksik takdir edildiği ve takdir edilen bedelin de tamamının ödenmemesi nedeniyle bakiye kalan miktardan kaynaklandığı dikkate alındığında; davanın, 2577 sayılı Kanun’un 2/1-b maddesinde yer alan idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan zarar görenler tarafından açılan tam yargı davaları kapsamında idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekmektedir. Nitekim Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün 2.6.2014 gün ve 2014/279-626 sayılı karar ile, 14.7.2014 gün ve 2014/712-768 sayılı kararları da açılacak bu tür davalarda İdari Yargının görevli olduğu belirtilmiş bulunmaktadır. Hal böyle olunca mahkemece idari yargı yerinin görevli olduğu gözetilerek yargı yolu nedeniyle dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde işin esasına girilerek karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; temyiz olunan kararın bozulmasına, (2) numaralı bent uyarınca davalının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.01.2015 gününde oybirliği ile, karar verildi. Kentsel Dönüşüm Projesi
Avukat ve Danışmanlık: Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası
Kentsel Dönüşümde Hukuki Bilinç Hayati Öneme Sahiptir. Kentsel dönüşüm davaları, yalnızca bina yenileme süreciyle ilgili değildir; aynı zamanda mülkiyet hakkının korunması açısından da büyük önem taşır.
Riskli yapı tespitinden yıkıma, pay dağılımından tahliyeye kadar her aşamada hukuki destek almak, ileride doğabilecek mağduriyetleri önler.
Unutulmamalıdır ki, itiraz süresi kısa, işlemler hızlıdır.
Bu nedenle hak kaybı yaşamamak için bir avukata danışmak, sürecin en güvenli yoludur.
0 SORULAR
iyi günler kolay gelsin. Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası hakkında sorum olucaktı ? Bilgi verebilirmisiniz.
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Bu dava açmak için bilmeniz gerekenler nelerdir. dava açmak için nasıl bir yol izlenir
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Bu davada ben nasıl bir yol izlemeliyim lütfen yardımcı olurmusunuz ?
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Size email olarak gönderdiğim davamda zaman aşımı söz konusumudur. teşekkürler….
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Davayı açma şartları nelerdir..
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Dava ve avukat masrafları konusunda bilgi verebilir misiniz?
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Bu dava için gerekli belgeler nelerdir..
Kentsel Dönüşüm Projesi Nedeniyle Alacak Davası Bu konuda dava dilekçesi nasıl yazılır nedeniler nasıl açıklanır.