İcra ve Hacizde Tasarrufun İptali Davası Nasıl Açılır?

İcra ve Hacizde Tasarrufun İptali Davası Nasıl Açılır?

İcra ve Hacizde Tasarrufun İptali Davası Nasıl Açılır? Tasarrufun iptali davası, alacaklının, borçlunun borçlarını ödememek amacıyla yaptığı mal kaçırma işlemlerini iptal ettirmek için başvurduğu önemli bir hukuki yoldur.

Bu dava, borçlunun mal varlığını devrederek alacaklılarına zarar vermesini engellemek amacı taşır. Peki, icra ve haciz süreçlerinde tasarrufun iptali davası nasıl açılır ve bu davada hangi şartlar aranır?

İcra Tasarrufun İptali Davası Nasıl Açılır?

İcra İflas Kanunu’nun 279. maddesi, aciz halinde olan yani borçlarını ödeyemeyen borçluların malvarlığı üzerinde yaptığı bazı işlemleri iptal etme imkânı tanır. Eğer borçlu, haciz veya iflasından önceki bir yıl içinde aşağıda belirtilen tasarrufları yapmışsa, bu işlemler iptal edilebilir:

Borçlu tarafından, daha önce taahhüt edilmemiş olan teminatlar verilerek yapılan rehinler,

Para dışındaki yollarla yapılan ödemeler (örneğin mal devri yoluyla),

Vadesi gelmemiş borçlar için yapılan ödemeler,

Kişisel hakların güçlendirilmesi için tapuya verilen şerhler.

Bu işlemlerin iptali için, borçlunun mal kaçırma kastı aranmaksızın, borca batık olduğu dönemlerde yapıldığının tespit edilmesi yeterlidir. Tasarrufun yapıldığı dönemde borçlunun mali durumunun kötü olduğunu bilmeyen üçüncü kişiler ise, bu durumu ispatlayarak davayı engelleyebilirler.

Zarar Verme Kastıyla Yapılan Tasarruflar İptali Davası Nasıl Açılır?

İcra İflas Kanunu’nun 280. maddesi, borca batık olan bir borçlunun alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemlerin iptal edilebileceğini düzenler. Bu tür işlemlerin iptal edilebilmesi için şu şartlar gereklidir:

Borçlunun mal varlığı, borçlarını karşılamıyorsa ve alacaklılarına zarar vermek amacıyla mal devri gibi işlemler yaptıysa bu işlemler iptal edilebilir.

Bu tür tasarruflar borçlunun eşine, yakın akrabalarına veya üçüncü dereceye kadar hısımlarına yapılmışsa, bu kişilerin borçlunun mali durumunu bildiği kabul edilir.

Bu maddede düzenlenen davalarda, borçlunun hem mali durumunun kötü olduğunu hem de alacaklılarına zarar verme kastıyla hareket ettiğini ispatlamak gerekmektedir. Özellikle ticari işletmelerin tamamının veya önemli bir kısmının devri gibi işlemlerde, borçlunun zarar verme kastı varsayılır.

Tasarrufun İptali Davasında Aranan Şartlar Nelerdir?

Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için belirli şartların sağlanmış olması gerekir. Bu şartlar hem icra ve haciz süreçlerinin doğru işletilmesi hem de alacaklının haklarının korunması açısından önemlidir. İşte dava şartları:

1. Aciz Vesikasının Sunulması Şartı Nedir?

İcra takibi sonrasında borçlunun malvarlığının borçları karşılamadığını gösteren aciz vesikası, tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için gereklidir. Aciz vesikası, borçlunun haciz edilen mal varlığının alacaklılara yetmediğini gösteren bir belge olarak kabul edilir. Bu belge olmadan açılan davalar usulden reddedilir.

Aciz vesikası, dava açılmadan önce veya dava sırasında sunulabileceği gibi kararın istinaf veya temyiz aşamasında da sunulabilir. Ancak geçici haciz veya ihtiyati haciz gibi durumlar aciz vesikası yerine geçmez. Belgenin sunulması, davanın devamı açısından kritik öneme sahiptir.

2. İcra Takibinin Kesinleşmesi Şartı Nedir?

Tasarrufun iptali davası açılabilmesi için borçlunun aleyhinde başlatılan icra takibinin kesinleşmiş olması gerekmektedir. Takip kesinleşmemişse, mahkeme davacıya icra takibini kesinleştirmesi için makul bir süre verir. Eğer bu süre içinde icra takibi tamamlanmazsa dava reddedilir.

İlamsız icra takibinde, borçlunun itirazı üzerine açılan itirazın iptali davasının sonucu beklenir. Takip kesinleşmiş olsa bile, borçlunun menfi tespit davası açması durumunda mahkeme bu davanın sonucunu bekleyebilir.

3. Alacağın Gerçek Olması Şartı Nedir?

Tasarrufun iptali davasında talep edilen alacağın gerçek ve muvazaadan (hileli işlem) arındırılmış olması gerekmektedir. Alacaklı ile borçlu arasında sahte bir borç ilişkisi oluşturulmuşsa, mahkeme bu durumu incelemeli ve alacağın gerçekliğini araştırmalıdır. Eğer alacak gerçek değilse dava reddedilir.

Mahkeme, alacağın gerçek olup olmadığını belirlemek için tarafların sunduğu delilleri inceler, ticari defterleri inceler ve gerekirse bilirkişi raporu alır. Bu süreçte, senet gibi belgelere dayanan alacakların geçerliliği ve sahtelik iddiaları da göz önünde bulundurulmalıdır.

4. Alacağın Tasarruftan Önce Doğmuş Olması Şartı Nedir?

Tasarrufun iptali davası açılabilmesi için alacak, borçlunun mal kaçırma işleminden önce doğmuş olmalıdır. Bu şart, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarında da önemli bir dava şartı olarak kabul edilmektedir. Alacağın tasarruftan önce doğmuş olduğunu kanıtlamak, davacı alacaklının sorumluluğundadır.

Özellikle kambiyo senetlerine dayalı alacaklarda, senedin düzenleme tarihi borcun doğum tarihi olarak kabul edilir. Eğer borcun daha eski bir hukuki ilişkiden doğduğu iddia edilirse, bu durumun delilleri sunularak ispat edilmesi gerekir.

Tasarrufun iptali davası nasıl sonuçlanır?

Tasarrufun iptali davası, borçlunun hileli işlemleriyle alacaklılardan mal kaçırmasını engellemek ve alacaklının hakkını korumak amacıyla açılır. Dava açılırken dikkat edilmesi gereken en önemli hususlar, yukarıda belirtilen dava şartlarının yerine getirilmesidir. Bu şartlar, dava sürecinin sağlıklı bir şekilde ilerlemesi ve alacaklının hakkının korunması için gereklidir.

Borçlunun kötü niyetle yaptığı işlemler, özellikle üçüncü kişilere devredilmiş olsa bile iptal edilebilir. Mahkeme, hem borçlunun mali durumunu hem de alacaklılara zarar verme kastını değerlendirir ve iptal kararı verebilir. Dava sürecinde sunulacak deliller ve mahkeme kararları, alacaklının alacağını tahsil etmesi açısından büyük önem taşır.

(7) Kez Görüntülendi

AVUKATA İLK SORUYU SİZ SORMAK İSTER MİSİNİZ?

AVUKATA SORU SOR

 

AVUKATA SORU SORUN

Bize Ulaşın




    [recaptcha]

    BİZE ULAŞIN

    İletişim Bilgileri